Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan Köroğlu TV’de katıldığı ‘Siyaset Arenası’ programında belediyenin borcuna ilişkin açıklamalarda bulundu. Programda usta gazeteciler Caner Güngör ve Mehmet Ali Atalay’ın sorularını yanıtlayan Belediye Başkanı Özcan, daha önce kamuoyuna duyurduğu 461 milyon liralık borç yükünün ayrıntılarını tek tek kamuoyu ile paylaştı. Başkan Özcan, açıklamasında AKP İl Başkanı Nurettin Doğanay’a da çağrıda bulunarak, şunları söyledi:
“Sevgili Nurettin Doğanay’ı da hesap makinesi açmaya davet ediyorum. Borcu kalem kalem açıklayalım: İller Bankası’na 177 milyon lira, özel bankalara 58 milyon lira, SSK ve Vergi Dairesi’ne yeni yapılandırıldığı halde 7,8 milyon lira, Kültür Varlıkları Fonu’na yıllardır ödenmeyen 6,8 milyon lira, Milli Emlak'a takaslar vesaire hariç toplam 4 milyon lira, müteahhitlerin emanette bekleyen 10,5 milyon lira, belediyenin üye oldukları birliklere 8 milyon lira borcumuz var. Orman fidanlığıyla ilgili 20 milyon lira borcumuz var. Karşılığında bina yapma sözümüz var, önümüzdeki hafta bu binayı yapmaya başlıyoruz. Müteahhit Cuma günü malzemelerini getirip çalışmaya başlayacak. Biz sadece vatandaşa değil devlete verdiğimiz sözü de yerine getiriyoruz. Müteahhitlere 5 Nisan itibariyle güncel 92 milyon lira, emekli kesintilerine 11 milyon lira, sair borçlara 34 milyon lira ve şirkete 32 milyon lira borcumuz var. Toplamda 461,1 milyon lira borcumuz var.”
“Eski belediye başkanı itiraz etmiyor sen niye ediyorsun?”
Belediyenin borcuyla ilgili AKP İl Başkanı Nurettin Doğanay’ın yaptığı eleştirilere cevap veren Başkan Özcan, “Şimdi size soruyorum, eski belediye başkanı çıkıp bu borca itiraz etti mi? Ben bunu açıklayalı yaklaşık 4 ay oldu. Alaaddin bey bir gün çıkıp ‘yok canım öyle bir borç nerden çıktı’ dedi mi? Seçim öncesinde Alaaddin Yılmaz bizim borcumuz şu kadar dedi de ben onun üzerine mi koydum? Ya hu 15 yıldır Bolu’yu yöneten eski belediye başkanı itiraz etmiyor sen niye ediyorsun?” diye konuştu.
“Toplam borcumuzu 67 milyon lira azaltmışız”
Seçim sonrası 4 buçuk ayda belediyenin ödediği borcu açıklayan Özcan, "İller Bankası’na 18,8 milyon lira payımızdan kesmiş. 45 milyon 230 bin lira bugün itibariyle piyasaysa nakit ödeme yapmışız. 2,9 milyon müteahhitlerle anlaşarak borcuna indirim yapmış, şartsız bağış yapmışlar belediyeye. Yani toplam borcumuzu 67 milyon lira azaltmışız. Tabi bunu yaparken şunu da söyleyeyim benim önceliğim belediye çalışanları olacak demiştim. Belediye çalışanlarına beş kuruş borcumuz yok. Bir kuruş alacağım var diyen, ikramiye veya maaş varsa canlı yayına bağlanıp söyleyebilir.” ifadelerini kullandı.
Belediyenin alacakları ne kadar?
Belediye Başkanı Tanju Özcan, belediyenin alacakları ile ilgili de 44 milyon lira alacakları olduğunu söyleyerek “Bu rakamın yarısından fazlası alınamaz durumda. Şuan 6-7 civarında bir tahsilatımız olduğunu düşünüyorum” açıklaması yaptı.
İŞTEN ÇIKARTILAN 8-10 KİŞİ NE YAZIK Kİ HAK-İŞ TARAFINDAN KULLANILMAKTADIR
Programda gündeme dair birçok soruya cevap veren Özcan, 31 Mart seçimlerinden sonra Belediye’den çıkartılan 97 işçi ile ilgili de açıklamalarda bulundu. Özcan, işten çıkartılan 97 kişinin tamamına yakınının ‘Ben neden işten çıkarıldım’ bile demediğini, sadece 8-10 kişinin Hak-İş sendikası tarafından siyasi olarak kullanıldığını belirterek, “Ben sendikaya sizle muhatap olmam benim muhatabım işçi kardeşlerimdir dedim. Bizim işten çıkardığımız 8-10 tane arkadaşımız maalesef bu sarı sendika tarafından kullanılmaktadır. Bu sendika aradan çıksın ben bu arkadaşlarımla da özel olarak görüşürüm” dedi.
“Eski belediye başkanı: Bu nasıl bir sorumsuzluktur?”
31 Mart yerel seçimlerinin ardından Bolu Belediyesi’nden çıkartılan 97 işçi ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulunan Başkan Özcan; şunları söyledi:
“19 Aralık’ta adaylığım ilan edildi ve o tarih itibariyle Bolu’ya gelerek şöyle bir açıklamada bulundum kayıtlarda da var. O gün itibariyle Bolu Belediyesi’nde 1.031 kişi çalışıyor dediler ve bende dedim ki hiç kimsenin ekmeği ile oynamayacağım dedim. Bugüne kadar seni işe kim soktu, kimin referansı ile işe girdin hiç bir şey sormayacağım dedim. Peki, hiç duydunuz mu? 19 Aralık’tan 1 gün önce dahi işe başlamış olup da işten çıkardığımız bir kişiyi. 10 Aralık’tan sonra işe girmiş olup işten çıkarmak zorunda kaldığımız arkadaşlarımız ise 97 kişi. Aslında daha fazla sayı 120 civarında da ben gelmeden şirket bir kısmını göndermiş, bir kısmı da kendisi ayrılmış. Ben şimdi eski Belediye Başkanına en çok bundan dolayı kızıyorum. Yahu bu nasıl bir sorumsuzluktur. Sen kendi bütçeni yapmışsın, çalışacak sayısı belli çünkü 2019 bütçesini dediğim gibi sen kendin hazırlamışsın. Ne yapıyorsun? Son 2 ay içerisinde, %90’ı son 1 ay içerisinde, son 15 gün ve son 1 hafta içerisinde hatta seçimden sonra bile bu insanları neye göre işe alıyorsun. Üstelik şirkete alıyorsun ve şirket ne sigorta primlerini yatırmış ne borçlarını yatırabilmiş ki borçtan ihalelere bile giremiyor. Sen bunu hangi vicdanla yapıyorsun? O çadırda duran arkadaşlar birini suçlayacaksa bunun sorumlusu eski belediye başkanıdır gidip ondan hesabını soracaklar. Böyle bir sorumsuzluk olur mu? Şimdi ben Belediye Başkanıyım ve yeniden aday olamadım, sende adaysın. Ben seçime 1 ay kala, 15 gün kala, hatta 2 gün kala alsam 200-300 kişiyi işe ve sana o şekilde teslim etsem sen belediye başkanı olunca ne yapacaksın sevgili Caner?”
“Ramazan Bayramı’ndan sonra sizleri 2’şerli 3’erli işe geri alacağım”
“Şimdi bu işten çıkartılan 97 kişinin zaten Allah var 70-75 tanesi biz neden işten çıktık demedi” diyen Özcan, “Hatta bugün birisiyle karşılaştım ve kendisine sordum empati yap dedim. Ben olsam da aynısını yapardım dedi. Geriye kalan 25 civarı arkadaşla bir toplantı yaptık ve kendilerine durumu anlattım. Bakın sizleri şirkete almışlar ve son maaşlarınızı şirket çok zor şartlarda ödedi. Bir dahaki sefere şirket sizin maaşlarınızı dahi ödeyemeyecek dedik. Bunun üzerine ben dedim ki siz gerçekten gariban insanlarsınız, bakın size dedim bir söz veriyorum. Bana dedim biraz süre verin Belediyeyi toparlayayım ve Ramazan Bayramından sonra ben sizi 2’şerli 3’erli işe alacağım dedim. Ben şunun da sözünü veriyorum sizleri işe almadan Belediyeye 1 kişiyi dahi işe almayacağım dedim. Tamam dediler ve hatta ben onlar mağdur olmasın diye hepsine aynı gün iş buldum.”
“Düzce Belediyesi’nde 3 yıl %0 zam olan bir sözleşmeyi imzalayan sendika mı sizin hakkınızı savunacak”
“Ama sonra ne oldu? İstanbul seçimleri tekrar olacağı açıklandıktan sonra bu sarı sendika var ya Hak-İş, bu insanları kullandı. Ben bayramdan sonra oradaki arkadaşların ilk 2-3 kişisini işe alayım diye beklerken onların yürüyüş kararı aldıklarını duydum. Yürüyüşe kaç kişi katıldı? 8 kişi katıldı. Şimdi bu garibim insanlara her gün harçlıklarını vererek eylem yaptırtıyorlar. Şimdi Hak-iş profesyonel bir şekilde bu işe girdi. İstanbul seçimlerine etki ederim sandı ama gördü. Belediyenin karşısında çadırları var ve bazı arkadaşlarımızı orada görüyorum ve onlar için üzülüyorum da. Hak-İş’e dedim ki siz benim muhatabım değilsiniz. İşçilerle muhatap olurum ama sizinle olmam dedim. Siz sendikacılığı suiistimal ediyorsunuz dedim. Bak bu Hak-İş sendikacılığı nasıl yapıyor size anlatayım. Düzce Belediyesi ile 3 yıllık toplu iş sözleşmesi imzaladı bu Hak-İş geçen hafta. İlk yıl %0 zam, ikinci yıl %0 zam, üçüncü yıl %0 zam. Bu mudur işçinin hakkını savunmak. Bunlar mı savunacak bizim işçi kardeşlerimizin hakkını soruyorum? Sonra da sendikayız diye dolaşıyorlar etrafta. Bizim işten çıkardığımız 8-10 tane arkadaşımız maalesef bu sarı sendika tarafından kullanılmaktadır. Bu sendika aradan çıksın ben bu arkadaşlarımla da özel olarak görüşürüm”
“ARZU AYDIN EN AZINDAN DAHA DELİKANLI ÇIKTI”
Başkan Özcan, kayyum atanan belediyelerle ilgili ‘neden bir şey söylemedi’ diye serzenişte bulunan Milletvekili Arzu Aydın’a “genel siyaset belediye başkanının işi değil” karşılığı verirken; ‘bayramda neden tatile gitti?’ diyen Milletvekilli Fehmi Küpçü için ise “Kendisi bayramdan bayrama Bolu’ya geliyor. Sayın Fehmi Küpçü’den daha çok Bolu’ya gelen bakan biliyorum, İçişleri Bakanı Bolu’ya Fehmi beyden daha çok geliyor. Bolu’da Semerkant Mahallesi’nin yerini bilmeyen sayın milletvekilimiz bayramda belediyenin kapısına gelmiş de buyur etmemişler mi?” sözleriyle tepki gösterdi.
Programda artık genel siyaset yapmadığını belirten Özcan, “Ben 31 Mart’tan önceki Tanju Özcan değilim. Ben önceden genel siyasetle uğraşıyordum. O zaman AKP İl Başkanı, milletvekilleri doğal olarak benim muhatabım olabilirdi. Ama ben 31 Marttan sonra farklı bir Tanju Özcan göreceksiniz dedim. Bugüne kadar hiçbir açıklamalarına cevap verdiğime şahit oldunuz mu? Ben bir şey söyledikten bir şey söylediler cevap verme gereği bile duymadım. Çünkü genel siyasete beni çekmelerini istemiyorum. Ben genel siyasette başarısız bir adam mıydım? Öyle olsaydı 4 sene il başkanlığı, 8 sene milletvekilliği yapamazdım” dedi.
“Kayyum meselesi belediye başkanının işi değil”
Milletvekili Arzu Aydın’ın ‘HDP’li 3 belediyeye kayyum atanmasıyla ilgili neden sessiz kaldığı yönündeki sorusuna cevap veren Özcan, “Kayyum meselesi belediye başkanının işi mi? genel siyaset işi. Arzu hanım yorumlasın bunları. Hatta İstanbul’da ikinci yerel seçim öncesi terör örgütü liderine boykot edin çağırısı yaptırtanları da birlikte yorumlasın bence. Ben siyasete girmeyeyim” diye konuştu.
“Bayramdan bayrama gelen milletvekili”
Özcan, kendisi için ‘bayramda neden tatile gitti’ diyen Milletvekili Fehmi Küpçü’yü de sert sözlerle eleştirerek “Kendisi bayramdan bayrama Bolu’ya geliyor. Ben 3-4 gün tatile gittim, doğru o da bayrama denk geldi. Başka zaman bulamadım. Ama sen Bolu’ya bayramdan bayrama geliyorsun. Sayın Fehmi Küpçü’den daha çok Bolu’ya gelen bakan biliyorum. İçişleri Bakanı Bolu’ya Fehmi beyden daha çok geliyor. Beni eleştiriyorsun da önce belediye tam olarak ne iş yapar bunu bilmek lazım. Bolu’da Semerkant Mahallesi’nin yerini bilmeyen sayın milletvekilimiz bayramda belediyenin kapısına gelmiş de buyur etmemişler mi?” açıklaması yaptı.
‘Hazmedince geleceğim’ dedi ama gelmedi
Özcan, AKP’li siyasetçilerin kendisini tebrik etmediğini de tekrarlayarak, “Bu arada yeri gelmişken şunu da söyleyeyim aradan 4 buçuk ay geçti. Nurettin Doğanay ilk gün aradım diyor, milletvekilleri arkadaşlarımız arayıp hayırlı olsun bile demedi. İlk gün Fatih Metin aradı hayırlı olsun dedi, en kısa zamanda belediyeye geleceğim dedi gelmedi. Fehmi Bey hiç aramadı, Arzu hanımla da bir açılışta karşılaştık, ‘hazmedince geleceğim’ dedi ama gelmedi. En azından daha delikanlı çıktı.” dedi.
