Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, vaka sayılarının hızlı bir şekilde düşerek binlere geldiğini ancak daha sonra düşüşün durduğunu söyledi. Özlü son günlerde meydana gelen vakalarda gençlerin sayısının arttığını belirterek, "Türkiye'deki vakalara baktığımız zaman hastaların yaş ortalamasının daha genç yaşlara doğru çekildiğini görüyoruz. İlginç olan ise hastaneye yatan hastalarında yaş ortalaması düşüyor" ifadelerini kullandı.
1 Haziran normalleşme öncesinde günlük vaka sayısının binin altına indirilmişken, normalleşmeyle birlikte vaka sayıları tekrar artmaya başladı.
Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Özlü’de son 1-1.5 aylık süreçte yeni vaka sayısında istenilen düşüşün gerçekleşmediğini ifade etti.
“BİZE BİR ŞEY OLMAZ FELSEFESİ YANLIŞ”
Türkiye’de vaka sayılarının 5 binlerden hızlı bir şeklide binli rakamlara indiğini dile getiren Özlü, şu ifadeleri kullandı:
* Bu noktada oldukça iyi bir düşüş eğrisi ele etmiştik. Ama son 1-1.5 aydır vaka sayılarımız istenildiği ölçüde düşmüyor. Duraklamaya uğradı. Bu da bazı noktalarda sorun olduğu anlamına geliyor.
* Kontrol edemediğimiz, yönetemediğimiz bir risk var. Bunların ne olduğunu görüyoruz. Özellikle gençlerde daha fazla olmak üzere bana bir şey olmaz felsefesine dayalı bir davranış biçimi var. Oysa herkese bir şey oluyor. Çünkü bu virüs herkese bulaşabiliyor ve herkesi öldürebiliyor” diye konuştu.
“HASTALIĞA YAKALANMA YAŞI DÜŞÜYOR”
Ülke genelinde Covid-19’a yakalanma yaşını günden güne düştüğünü sözlerine ekleyen Özlü, şöyle konuştu:
* Türkiye’deki vakalara baktığımız zaman hastaların yaş ortalamasının daha genç yaşlara doğru çekildiğini görüyoruz.
* İlginç olan ise hastaneye yatan hastaların da yaş ortalaması düşüyor. Gençlerde daha ağır vakalar görülmeye başlandı.
* Gençler daha çok hastalanmaya başladı ama yaşlılar daha fazla hayatlarını kaybediyor. Çünkü, gençlerin bulaştırdığı yaşlılar maalesef gençler kadar buna dirençli değil.
HİÇ KİMSE YALANCI ÖZ GÜVENE SAHİP OLMASIN
Corona virüsünün herkese bulaşabileceğini kaydeden Özlü, şunları söyledi:
* Kimse güvende değil. Bu virüs insan seçmiyor. Hiç kimse yalancı öz güven sahibi olmasın. Bu virüsten korunmak için yapmamız gereken şey son derece basit.
* Diğer kişiyle aramızdaki 1.5 metrelik mesafeyi korursak, her ikimizde karşılıklı maske takarsak, her hangi birimizde virüs olsa bile bu virüs bize bulaşmıyor.
* Karşımızdaki herkesin ve kendimizin virüs taşıyıcısı olabileceğini varsayacağız. Maskemizi usulüne uygun takacağız hem de mesafeyi koruyacağız.
* Bu tedbirlere uyarsak yüzde 100 yakın koruyuculuk elde ediyoruz. Yani virüs karşısında çaresiz değiliz. Ama bu tavsiyelerimizi ulaştıramadığımız bir kitle var.
* Duyarsız, bana bir şey olmaz diyen, aldırış etmeyen, bu konuda rahat davranan bir kitle var. Bu kitlenin dikkatsizliği tedbirsizliği yüzünden bundan etkileniyoruz ve bu süreç uzuyor. Ülke olarak zaman kaybediyoruz.
“15-20 GÜNDE SIFIRLANABİLİR”
Vaka sayılarını tekrardan binin altına düşebileceğini anlatan Özlü, “Bugün Türkiye’de nüfusun tamamı maskesini usulüne göre taksa ve mesafeye dikkat etse, 15-20 günde bu virüs tamamen ortadan kalkabilir. Vaka sayılarımız sıfırlanabilir. Bu mümkün. Ama var olan bir çareyi kullanamıyoruz” diye konuştu.
“AİLE İÇİ BULAŞLAR ARTTI”
Yaz aylarıyla birlikte düğün ve nişan töreni yapacak olanları da uyaran Özlü, sözlerini söyle tamamladı:
* Genel toplumsal törenler var. Sünnet,nişan, düğün nikah,asker uğurlama gibi törenlerde bir kişi pozitif olsa yüzlerce kişiye bulaşıyor. Virüs tedbirsizliği atlamıyor.
* En ufak bir fırsat eline geçtiğinde hemen onu değerlendiriyor. Son günlerde aile içi bulaşlar çok fazla. Maalesef insanlar akrabalarıyla bir araya geliyorlar. Yemekler yeniliyor, çay kahve içiliyor, sohbet ediliyor. O günler eskide kaldı. Artık bunları yapamayız. Böyle ortamlarda maske takılamıyor.
* Mesafe korunamıyor. Dolasıyla virüs bulaşıyor. Ziyaret edeceksek bile, maskelerimizi takacağız, mesafeyi koruyacağız. El öpmek, sarılmak, kucaklaşmak yok. Birlikte yemek, içmek, davet yok. Bunlar bitti.