Uzun yıllar Bolu'da gazetecilik yapan Bolu Gazeteciler Cemiyeti'nin kurucularından Gazeteci-yazar Osman Altınışık’ın üçüncü kitabı raflardaki yerini aldı. Altınışık’ın hem gazeteci hem de yazar kimliğiyle şehit ve gazilerini hikâyeleri üzerinden kaleme aldığı “246” okuyucuyla buluştu.
Gazeteci Osman Altınışık'ın 'Haberin Seyir Defteri' ve ‘B'aşka Vakit Kalmadı’ adlı kitabının ardından 30 yıllık gazetecilik deneyimiyle 15 Temmuz ihanetinde verilen kurtuluş destanını kaleme aldı. Cuntacı FETÖ darbe girişiminde başkentte bulunan Altınışık, sabaha kadar bombaların yağdığı, meydanlarında kurtuluş mücadelesinin verildiği Türkiye’nin 246 şehidiyle birlikte, tanklara siper olan gazilerinin öyküsünü yazdı. Trend Yayınları Evinden çıkan “246: Bir Kurtuluş Destanı” raflardaki yerini aldı.
BİR KURTULUŞ DESTANI
Önceki iki kitabında büyük ilgiyle karşılaşan yazar Altınışık’ın ‘acı-kahramanlık-fedakarlık ve cesaretle” örülmüş son kitabı oldukça iddialı. Yaşanmış olay ve öykülerden oluşan, usta bir gazeteci ve yazarın deneyimleriyle de son şeklini alan 246’yı heyecanla bir çırpıda okuyacaksınız. Satışa çıktığı ilk haftadan itibaren büyük talep gören kitapta, 30 yıllık gazetecilik ve yazarlık deneyimi olan Altınışık’ın gözünden bir milletin kanla yazılan direnişi, vatan mücadelesi anlatılıyor. Genelkurmay’da, Meclis’te, Özel Harekât’ta kısaca ihanetin baş gösterdiği hemen her yerde vatana karşı canını feda eden kahramanların tanklara siper olan gazilerin hikayelerinin birinci ağızdan anlatıldığı kitapta; şahadet ve kurtuluş mücadelesinin verildiğ çatışma noktalarında yaşanmışlıklarda yer alıyor. Yazar, ihanet girişiminin yaşandığı gecede, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın vatandaşları başkomutan olarak sokağa çağırdığı sözleriyle başlayan 246’yı, Türk milleti ve milli irade şehitlerine armağan etti.
BİRİNCİ AĞIZDAN ŞEHİT VE GAZİLER
“Milletin imkanları ile ihanete başvuranlara karşı direniş ve diriliş bir emir komuta zinciri içinde başladı. Bu ülke ikinci kurtuluş destanını Başkomutanı ile birlikte yazdı, 246 evladını toprağa verdi” diyen Osman Altınışık, 246’nın hikayesini anlattı. “Kaleme aldığım her satırında gözyaşı olan bu kitap benim için çok özel” diyen Altınışık, “Şüphesiz son yüzyılın dönüm noktasıydı 15 Temmuz. Uhud’tu, Bedir’di, Çanakkale’ydi, Malazgirt’ti… Bir milletin kutsalına, vatanına göz dikenlere karşı vererek canından başka bir şeyi olmayan aziz milletin cevabıydı. İlk iki kitabımı yazarken de farklı duygulara kapılmıştım, derler ya her kitabın aslında bir hikâyesi vardı yazılmamış. Ancak 246’yı yazarken ben olmaktan çıktım, gözyaşı ile her satırında irkildim. Helikopterden yağan mermilere ‘dur’ diyen Ömer’ler, Ahmet’lere, Ali’lere ve Cennet’lerin vatan mücadelesindeki şahadete giden öykülerini yazarken hiç ben olamadım. Tankın altında ezilen babasını ardında bırakıp şahadete yürüyen Elif’lerin hikâyelerini var bu kitapta” dedi.
İHANETİN SAVUNMA CEPHESİ: ANKARA
Kitabında ihanet girişiminin merkezi olan aynı zamanda da en büyük kaybı veren başkentin geniş yer tuttuğunu belirten Altınışık şunları kaydetti:
“Ben de okuyucularım gibi çok heyecanlıyım çünkü bu kitap bana değil onlara, onların ölümsüz destanlarına ait. Gerek meslek gerekse de özel yaşamımda onca olaya şahit biri olarak bir milletin diriliş öyküsünü yazarken gurur ve gözyaşını tutamadım. Gelelim bir kurtuluş destanını anlattığım 246’ya. O gece bir gazeteci olarak görevimin başındaydım. İhanet girişimini darbenin merkez üssü olan Başkentte tüm yönleriyle takip ettim. Bu kitapta da kalkışmanın ilk anlarından gün ağarana kadar verilen mücadelenin her ayrıntısı yer alıyor. İhanetin savunma cephesi olan ve en fazla şehit ve gaziyi veren Ankara’nın o gecesini anlattım. Yaşadıklarımdan yola çıkarak bu vatana can veren şehitleri kahraman gazilerin destanını yazdım. Keyifle okumanız dileğiyle.”