Abant İzzet Baysal Üniversitesi (AİBÜ) bünyesinde oluşturulan Nükleer Radyasyon Dedektörleri ve Uygulama Merkezinde (NÜRDAM) tamamen yerli imkanlarla "Milli Nükleer Radyasyon Dedektörü"nün prototipi üretildi.
AİBÜ Rektörü Prof. Dr. Hayri Coşkun, yaptığı açıklamada, NÜRDAM ekibinin 15 yıldır büyük bir gayretle çalıştığını ve bugünlere gelindiğini belirterek, "Artık milli bir prototip ürün elimizde. Bu ürün savunma, sağlık, kurumsal, özel sektörde ve benzeri alanlarda kullanılacak bir ürün. Bu bizim için büyük bir mutluluk. Bu, büyük bir emek ve gayretin sonucu. Üniversitelerin temelde yerine getirmeleri gereken fonksiyon da bu. Bilim ve teknoloji üretmek ve bunu devletin ve milletin kullanımına sunmak" dedi.
NÜRDAM Müdürü Prof. Dr. Ercan Yılmaz da projede hedefin bir ürüne ulaşmak olduğunu dile getirerek, "Bugün itibarıyla bu hedefe ulaşmanın sevincini yaşamaktayız. Burada görmüş olduğunuz ilk milli radyasyon dedektörü tamamıyla laboratuvarımızda üretilmiştir. Bu sensörler, tıpta, medikal alanda, kanser tedavisinde belirli dozların hastaya verilmesinde, radyasyon dozimetresi olarak kişilerin güvenliği için nükleer santrallerin radyasyon sızıntısını önlemede ilk uyarı sistemi olarak, Milli Savunma Bakanlığının ihtiyaçları doğrultusunda kıta güvenliği, sınır güvenliğinde ve nükleer kaçakçılığın önlenmesinde kullanıma sunulacak" diye konuştu.
Seri üretim konusunda Milli Savunma Bakanlığına verilmiş bir projenin olduğunu anlatan Yılmaz, özel sektörün dozimetre üretimi konusunda kendileriyle ortaklık yapmak istediğini, bir ya da 1,5 yıl içerisinde seri üretim noktasına gelinmiş olacağını, özel sektör ve devlet kuruluşlarının ihtiyaçları doğrultusunda da bütün sensör tiplerinin üretileceğini ve kullanıma sunulacağını kaydetti.
Yılmaz, Türkiye'nin ve dünyanın diğer birçok ülkesinin askeri ve sivil amaçlı nükleer radyasyon dedektörleri ihtiyacının karşılanmasını sağlayacak teknolojilerin geliştirileceği NÜRDAM'ın AİBÜ bünyesinde adım adım hedefine ulaştığını söyledi.
Nükleer kazaların en yoğun yaşandığı yerlerin nükleer enerji üretim santralleri olduğuna vurgu yapan Yılmaz, bu santrallerde olabilecek herhangi bir nükleer sızıntıyı kaza anında tespit edebilecek kabiliyete kavuşmuş olduklarını belirtti.
Yılmaz, ayrıca uçaklarda seyahat boyunca radyasyona maruz kalındığını, 4 saatlik uçak yolculuğundaki radyasyonun bir röntgen filmi çekildiğinde alınan radyasyon miktarına denk olduğunu, uçaklardaki bütün kabin ekibinin bu radyasyon tespit cihazını kullanmasının zorunlu olduğunu, ürettikleri radyasyon sensörlerini kabin personelinin kullanımına sunacaklarını söyledi.
NÜRDAM'ın çalışmalarının Kalkınma Bakanlığınca desteklendiğini ifade eden Yılmaz, sözlerini şöyle tamamladı:
"NÜRDAM, askeri ve sivil amaçlı nükleer radyasyon dedektörleri ihtiyacının karşılanmasını sağlayacak teknolojilerin geliştirileceği ve alanında Türkiye'de ilk olan önemli bir merkez. Radyasyon dedektörleri, dozimetre teknolojileri ve uygulamaları alanında araştırma ve geliştirme çalışmalarını yürüten merkezin İrlanda Tyndall Ulusal Enstitüsü, Fransa Atom Enerjisi Kurumu, Duke Üniversitesi, Kuzey Carolina Üniversitesi, İspanya Granada Üniversitesi, Avusturalya New South Wales Üniversitesi, İsviçre Federal Teknoloji Enstitüsü, California Üniversitesi, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu gibi pek çok ulusal ve uluslararası kurumla fiili bağı mevcuttur ve ortak çalışmalar yürütmektedir."