Çatı İddianamesinde yer alan sanıkların savunmalarının alınmasına devam edildi. 6 sanığın savunma yaptığı Çarşamba günü, Bolu Ağır Ceza Mahkeme Başkanı Seyfi Han’ın zaman zaman yaptığı müdahaleler gündemi oluşturdu. Sanıkların verdikleri savunmalardaki tutarsızlıkları dikkat çeken Başkan Han, “İfadende toplantı diyorsun. Başka kim vardı diye sorunca ‘tatile gittim’ diyorsun. Burada hem ses kaydı hem görüntü kaydı alıyoruz. Sana seyrettiririm. Toplantıya katılanları hatırlamıyorsun ama ne gariptir ki hangi siyasi partinin orada toplantı yaptığını hatırlıyorsun. Ben sizin toplantınızı soruyorum. Sen bana siyasi partinin toplantısını söylüyorsun. Bana ne siyasi partinin toplantısından. Çevir kazı yanmasın” dedi.
Haber: Ebru EYVAZOĞLU – Hakan AYDIN
Bolu'da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) "çatı yapılanması"na ilişkin soruşturma kapsamında, haklarında dava açılan 145 sanığın yargılanmasına devam ediliyor. Belediye Nikah Salonu'nda yapılan duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları ve yakınları katıldı.
Sabahtan yapılan duruşmada üç sanık savunma yaptı.
Beraat Dayanır:
İlk olarak ifade vermek için kürsüye gelen Beraat Dayanır, “Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Ben hiçbir şekilde bir terör örgütü üyesi olmadım. Kalp kırmaktan bile çekinen biriyim. Örgüt üyesi suçlamasıyla burada olmaktan hicap duyuyorum. AİBÜ İngilizce matematik mezunuyum.
KPSS’den yeterli puan alamadığım için atanamadım. Bunun üzerine Nilüfer Kız Öğrenci Yurdunda çalışmaya başladım. Daha sonra evime yakın olması nedeniyle Muradiye Kız Yurdunda çalışmaya devam ettim. Bir sure sonra işten çıkarıldım. Daha sonra da Baran İzolasyon isimli işyerinde SGK kaydım oldu. Çalışmış olduğum yurtların tamamı MEB’e bağlı olarak devam etmekteydi. Rutin teftişleri Bakanlık tarafından yapılmaktaydı. Çalıştığım dönemde terör faaliyeti icra edildiğini görmedim.
“GEÇİMİMİ SAĞLAMAK İÇİN YURTTA ÇALIŞTIM”
Ben de çalıştığım süre boyunca bir faaliyet icra etmedim ve talimat almadım. Örgüte müzahir şirketlerde SGK kaydımın bulunduğuna yönelik iddiayı kesinlikle kabul etmiyorum. Ben sadece iaşemi çıkarmak için Bakanlık tarafından denetimi yapılan öğrenci yurtlarında eğitim faaliyetleri yürüttü.
BEDDUA SEANSLARI
Serpil Yıldız isimli şahsın aleyhime beyanlarını kabul etmiyorum. Şahsı tanımam. Hakkımdaki beyanların tamamını reddediyorum. Açık tutarsızlıklar bulunduğu da ortadadır. Kendisi bir dönem Muradiye Yurdu’nda tertiplenen bir toplantıya katıldığımı iddia etmiş ancak izah ettiğim gibi o dönem Nilüfer Yurdu’nda çalıştığım görülecektir. Beyanın doğru olma ihtimali bulunmamaktadır. Aynı şahıs Muradiye Yurdu’nda beddua seanslarına katıldığımı iddia etmiştir. Bunların gerçekle uzaktan yakından ilgim yoktur. Beddua seanslarının düzenlendiği iddia edilen tarihte yurt her ay teftişten geçiyordu. Beyanları hiçbir şekilde kabul etmiyorum. Dini sohbet adı altında örgütsel toplantılara katıldığım yönünde iddialar bulunmaktadır. Bu iddiaların çoğunlukla Serpil Yıldız isimli şahsın beyanları doğrultusunda oluşturulduğunu düşünüyorum. İddiayı kabul etmiyorum.
“BYLOCK KULLANMADIM”
Kullanmakta olduğum telefonda bylock programını kullandığım iddia ediliyor. Kesinlikle bylock tespitine ilişkin tutanak incelendiğinde 2015 tarihinde tespit edildiği görülecektir. Programın sahibi ve bir kısım gazetecilerin yazılarından anlaşıldığı gibi internette ve sanal mağazalarda programın bulunabildiği tarih 19.04.2015’ten bir ay önceye dayanıyor. İnternetten arzı neticelendirildikten sonra bu programı kullanmam mümkün değildir. Üç ayrı imei numarasından bahsediliyor ama ele geçirilen telefonum ile programın kullanıldığı imei numaraları eşlememektedir. Hata olabileceği kanaati taşıyorum. Bu gerçek dışı iddiayı reddediyorum. Adı geçen programı hiç bir zaman kullanmadım.
ÇOCUĞUNUN ALTINLARINI BANKASYA’YA YATIRMIŞ
Bankasya’daki hesap, maaş hesabımdır. Bu yüzden uzun süre kullandım. Örgütün 2014 başında yayınladığı ve üyelerine ilettiği talimat ile adı geçen bankanın finansal anlamda desteklenmesini istediği belirtilmiştir. Ama hesap hareketlerim incelendiğinde mevduat hesabıma para aktardığım tarih 2014 sonudur. Devlet tarafından denetim yapılan bir bankaya para yatırmanın terör örgütü faaliyeti olarak değerlendirilmesini kabul etmiyorum. Bankanın altın günleri faaliyeti adı altında yeni doğan çocuğum için getirilen altınları buraya yatırdım. Bunun dışında başka bir amacım olmamıştır.
“KADIN SORUNLARINA DİKKAT ÇEKMEK İÇİN BAHAR DERNEĞİNE ÜYE OLDUM”
Bolu Bahar Derneği’ne üyeliğim olduğu ve bir dönem yönetim kurulu başkanlığı yaptığım belirtilmiştir. Bu derneğe üye olduğum, bir dönem sonra yönetim kurulu başkanlığı yaptığım doğrudur. Dernek kadın sorunlarına dikkat çekmek ve bu hususta eğitim ve sosyal sorumluluk bilinci aşılamak için kurulan ve tüzüğünde açıkça bunu ifade eden bir faaliyet yürütmekteydi. Ben de bu yüzden bu amaç doğrultusunda faaliyette bulunmak üzere derneğe üye oldum. Bir süre sonra lisans ve yüksek lisansım nedeniyle yönetim kuruluna ve başkanlığa seçildim. Dernekte yer aldığım süre boyunca hiçbir şekilde kamu düzenini bozucu bir eylemimiz olmadı. Dernek sürekli hukuki denetimden geçti. Bir süre sonra da kapatıldı. Suç teşkil edecek illegal hiçbir faaliyet içerisinde olmadı. Dernek olağan şekilde fesh edilerek kapatıldı. Bahar Derneğinin örgütle iltisaklı olduğuna ilişkin bir tespit yok. İltisakına ilişkin kanaat Polat A.Ş.’de evrak ve kayıtlarına rastlanması ve Ertuğrul Fatih Tıraş adlı şahsın beyanlarına dayanmaktadır. Dernek kapatıldıktan sonra defterlerine zarar gelmesin diye Murat Aktaş isimli muhasebecimize ben teslim ettim. Onda olduğunu bildiğim defterlerin Polat A.Ş.’de yapılan aramada nasıl çıktığını bilmiyorum. Ertuğrul Fatih Tıraş isimli şahsı da tanımam. Bu şahsın derneğin faaliyet alanlarını bildiğini de düşünmüyorum. Derneğin iltisağı konusunda bu şahsın beyanlarının dikkate alınmasını doğru bulmuyorum. Derneğin su, elektrik gibi ödemeleri için bağış yapmış olabilirim. Bu durumun aleyhime kullanılmasını doğru bulmuyorum. Bu yöndeki tüm suçlamaları reddediyorum.
“TATİL İÇİN ASYA TERMAL’E GİTTİM”
SkyTower ve Asya Termal Otel’de konaklama kaydım bulunduğu yönünde suçlama yapılmıştır. Benim ve ailemin benzer şekilde birçok otelde konaklama kaydı mevcuttur. Kampanya dönemlerini takip ederek ailemle ve eşimle birlikte tatil ihtiyacımızı giderdiğimiz doğrudur. Herkese açık olan bir yerde konaklama kaydımızın bulunmasının ne şekilde örgüt üyeliği ile ilişkilendirildiğini bilemiyorum. Aynı dönemde bylock kullanan başka şahısların da otelde konaklıyor olması niyet okumadan öteye geçecek bir anlam taşımamaktadır. Ben cebir ve şiddet içerikli bir eylemin içinde olmadığım gibi ailemin başını öne eğdirecek bir faaliyette bulunmadım. Vatan ve milletimin menfaatlerine aykırılık teşkil edecek harekette bulunmadım. 15 Temmuz’da ikinci gebeliğimi yaşıyordum ve düşük tehlikesi bulunuyor olmasına rağmen haketmediğim uygulamalara maruz kaldım. Gözaltına alındığım dönemde de hak etmediğim iş ve işlemlere maruz bırakıldım. İlgililer hakkında tazminat hakkımı saklı tutuyorum. Eşim halen tutukludur. Çalışmamam nedeniyle maddi sorunlar yaşamaktayım. Beraatimi talep ediyorum.
OTELDEKİLER KIRMIZI BYLOCKÇU ÇIKTI
Sanığa konaklama bilgileri okunarak “Kızılcahamam toplantılarında ailemle birlikte gittim dediniz. 20’den fazla kişiyle aynı tarihte otele girip aynı tarihte çıktığınız görülüyor. SkyTower’da da 2013’te de benzeri bir konaklama kaydınız var. Aynı dönemde de kalanların hepsi kırmızı bylockcu. Ne diyeceksiniz?”sorusuna Beraat Dayanır “Ben hem SkyTower’da hem de Asya Termal’deki konaklamalarımı ailemle gerçekleştirdim. Aynı tarihte giriş ve çıkış yapmam, diğer şahıslar hakkında FETO/PDY kapsamında soruşturma yapılmasının ve çoğunda bylock tespit edilmesinin benim konaklamamla ilgisi bulunmamaktadır” dedi.
Berat Horuz
Öğrenci olan Berat Horuz “Öğrencilik dışında başka faaliyet içinde olmadım. Bank Asya hesabı ve Doruk Akademi adlı derneğe üye olmamın örgüt üyeliği suçlamasıyla ilişkilendirilmesini kabul etmiyorum. Yine bylock isimli gizli haberleşme programını hiçbir şekilde kullanmadım.
ADINA ALINMIŞ HATLARDA BYLOCK ÇIKTI
3 farklı adıma kayıtlı olduğu belirtilen GSM hatlarında bylock tespiti yapıldığı bildirilmiş ise de söz konusu hatları ben kullanmadım. Bu hatların ne şekilde adıma kayıtlı olduğunu da bilemiyorum. HTS kayıtları ile bu hatların tarafımca kullanılmadığı ortaya çıkmıştır. Sonu 9660’la biten hattın abonelik sözleşmesinin tarafımca tanzim edildiği belirtilmiş ise de sözleşmenin 2 ve 3 sayfalarındaki imzalarımın 1 ve 4. sayfalarla uyuşmadığı raporla sabittir.Ben böyle bir program indirip kullanmadım. Yine bahsedilen 3 adet GSM hattı bana ait değildir. Yusuf Esmer isimli şahsı Doruk Akademiden tanırım, arkadaşımdır. Tuncay Yıldırım isimli şahsı tanımıyorum. Aleyhime yöneltilen suçlamaları kabul etmiyorum.
Bank Asya hesabımı öğrenci olmam nedeniyle gönderilen parayı güvende tutma gayesiyle açmıştım. Bankanın finansal olarak desteklenmesi için para yatırdığım iddiasını kabul etmiyorum. Zaten böyle bir maddi gücüm yoktur. Başka bankalarda da kredi kartım mevcuttur. Böyle bir niyetim olsaydı diğer bankalardan kredi kartı temin etme yoluna gitmezdim. Bu yöndeki suçlamayı da kabul etmediğimi belirtmek isterim.
“CADDEDE TANIŞTIĞIM ŞAHSIN YÖNLENDİRMESİYLE DORUK AKADEMİYE ÜYE OLDUM”
Doruk Akademi isimli derneğe cadde üzerinde tanıştığım bir şahsın yönlendirmesiyle üye oldum. Bir takım aktiviteler için cazip fırsatlar sunulduğundan bahsetti. Bu sebeple üyeliği gerçekleştirdim. Örgütsel bir faaliyete şahit olmadığım gibi bende böyle bir faaliyete iştirak etmedim. Örgütle iltisaklı olduğunu Emniyetteki sorgulamamda öğrendim. Suçsuzum. Beraatime karar verilmesini talep ediyorum.
Sanığa Bylock sorgu çıktısı soruldu. Hayrullah Deniz’le 84 kez görüşme olduğu hatırlatılarak görüşmelerle ilgili sorulara “9660, 2885 3580’le biten GSM hatları bana ait değildir. Alıp başkasına vermiş de değilim. Bu yöndeki suçlamayı reddediyorum. Hayrullah Deniz’i tanımam. Benimle iletişime geçen numara Hayrullah Deniz’e ait olabilir. Doruk Akademide bir arkadaşın ona ait bir telefonla benimle iletişime geçmiş olabileceğini düşünüyorum” yanıtını verdi.
Davut Alcı
Edebiyat ve Kültür Öğretmeni olan Davut Alcı a örgüt iddialarını reddetti. Davut Alcı, “Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Terör gibi çirkin bir isnat bana yakışmaz kanaatindeyim. Terörün tanımı 3713 sayılı yasada yapılmıştır. Baskı ve yıldırma yöntemleriyle cebir ve şiddet kullanarak bir fikrin yerleşmesine yönelik faaliyet olarak nitelenen terörün suç teşkil eden bir eylemle ortaya çıkması gerekir. Fakat bana yönelik isnatların hiç birinin suç teşkil etmediği anlaşılmaktadır. Terör suçundan mahkum olunabilmesi için cebir, şiddet, baskı ve yıldırmaya yönelik eylemlerin yasada belirlenen şekilde ortaya çıkması ifade olunmuştur. İddianamede bana isnat edilen eylemlerin tipik suç olarak nitelendiği belirtilmemiştir.
“TEŞEKKÜR BEKLERKEN TERÖRLE SUÇLANDIM”
Ben 40 yıl şerefimle ülkeme ve milletime hizmet ettim. 35 yıldır da Bolu’da ikamet etmekteyim. 40 yıl sonundada emeğe saygı olarak şahsıma teşekkür edileceğini beklerken anlamsız bir terör suçlamasıyla huzurunuza getirildim. Bu durumu sindiremediğimi belirtmek isterim. Aleyhime tanıklık yapan şahısların beyanlarını kabul etmiyorum. Bu şahıslara aleyhime hususlar sorulmuş, lehime olan deliller toplanmamıştır. Tanıkların 6’sını tanımıyorum. Tanıkların ifadeleri duyum ve zan’a dayanmaktadır.Ne şekilde cebir ve şiddet uyguladığım, baskı ve yıldırma faaliyetlerine iştirak ettiğim tanıklara sorularak durum açıklığa kavuşturulmamıştır. Elimde silah bulunup bulunmadığı belirtilmemiştir. Benim elimde silah değil, olsa olsa gül görmüş olabilirler. Boynuma bu ağır terör yaftası asılmış ve 10 ay boyunca tutukluluğum devam edegelmiştir.
“ŞEHİTLERİN İNTİKAMI ALINSIN”
Ben uzun sure eğitim hayatında bulundum. Seven sevmeyen, tanıyan tanımayanım bulunmaktadır. Birçok davet ve ortama iştirak ettim. Fakat hiçbirinin organize bir toplantı şeklinde olmadığını belirtmek isterim. Yine şahısların benim faaliyetlerime ilişkin beyanatları 2007 ve 2013 yıllarına isabet ettiği görülecektir. Bu dönemde devletin, ilişkili olduğum kurum kuruluşlara ilişkin ikazı olmamıştır. Devletin herhangi bir tedbir almadan legal görünümlü alanlarda gerçekleştirdiğimiz faaliyetleri sonrada suç olarak kabul etmesini doğru bulmuyorum. Darbe yapanlar cezalandırılsın. Şehitlerin intikamı alınsın. Ülkenin her 10 yılda bir darbeyle anılmasının önüne geçilsin. Ben 12 Eylül dönemini iliklerine kadar yaşayan ve sıkıntılarını çeken birisiyim. İllegal hiçbir faaliyeti olmayan şahısların haksız yere suçlanmasını doğru bulmadığımı belirtmek isterim.
“İFTİRA MAHİYETİNDEKİ İFADELERİ KABUL ETMİYORUM”
Ayhan Demirci’nin beyanlarını kabul etmiyorum. Benim hakkımda örgütün önemli bir adamı olduğumu duyduğuna yönelik ifadede bulunmuştur. Yalnızca duyumdan ibarettir. Yönlendirme sonucu ve zanna dayalı olarak ifade verildiğini düşünüyorum. Bu kişi benden emekli olarak bahsetmiş ancak bahsettiği dönemde ben emekli değildim. 2016’da emekli oldum. Halil Yiğiter isimli şahsı tanımam. Kültür Orta Okulu müdürü iken ihraç edildiğini ve ihraçtan hemen sonra bildiği, tanıdığı herkese iftira attığı görülmektedir. Kendisini kurtarma çabası ile attığı iftira mahiyetindeki ifadeleri kabul etmiyorum.
“BANA OLAN KİNİN 25 YILDAN BERİ GEÇMEDİĞİNİ GÖSTERMİŞ”
Uğur Karaca’yı tanıyorum. Baskı altında ifade verdiğini düşünüyorum. Mücahit Erdoğdu isimli şahıs bir araya geldiğimizde dini sohbetler yaptığımı iddia etmiş. Bunun bir suç olarak nitelendirilmeyeceği kanaatindeyim. Ertuğrul Fatih Tıraş isimli sahsı da tanımam. Öğrenci faaliyetleri yaptığım ve burs topladığımı iddia etmiş. Duyumdan ibaret olduğu bellidir. Beni önceden tanımadığını da belirtmiştir.
Necdet Yerlikaya Zaman Gazetesi aboneliği için kendisinden belgesiz ve makbuzsuz 300 TL aldığımı söylemiş. Şahsın çelişki içeren beyanlarını kabul etmiyorum. İlbey Uslu’yu 25 yıl önceden tanırım. Öğretmenlik mesleği dışında tencere tava satarak, yasak olan ticari faaliyet icra ettiği için kendisini sevmezdim. Aleyhime beyanları ile kinin 25 yıldan beri geçmediğini göstermiş. Sadi Yıldız ile deprem döneminde tanıştık. Otelinde konakladım. Beyanlarının çelişki içerdiği kanaatindeyim. SavaşYıldız benim ana mütevellilerden olduğumu ifade etmiş. Bu kavramın ne anlama geldiğini bilmiyorum ve kabul etmiyorum.
“DERNEK ÇATISI ALTINDA SUÇ TEŞKİL EDEN FAALİYETİM OLMADI”
Belirtilen derneklere üyeliğimin bulunduğu doğrudur. İl Dernekler Müdürlüğü tarafından kuruluşu onaylanan, kontrolleri yapılan derneklerdendir. Bu derneklerin devlete zarar verme tavrı bulunmakta ise bugüne kadar niçin gereğinin yapılmadığının sorusunu sorma gereği hissediyorum. Zararlı hiçbir faaliyetim olmadı. Bolu Eğitim Derneği çok kapsamlı bir teftişten de geçmişti. Olumsuzluk saptanmadı. Dernek çatısı altında suç teşkil eden faaliyetim olmadı. Terör örgütü suçlamasıyla ilişkilendirilmesini doğru bulmuyorum. Çocuğumu Melih Kolejine gönderdiğim doğrudur. Her anne baba gibi çocuğumun iyi eğitim almasını istedim. Bu yüzden huzurunuza geleceğimi düşünmedim.
Bankasya hesabım olduğu doğrudur. Toplu taşımada kullanılan kart ve otoyolda kullanılan HGS kartının buradan temin edilmesi, yine birikimlerimi değerlendirmek için bu hesabı kullandım. 2015 başlarında Memur Sen Toki’den ev aldım. Anlaştığımız parayı tamamlayamayınca oğlum aracını satıp bu hesaba yatırdı. Hesaptaki para evi satın aldığımız şahsa aktarıldı. Tapu kayıtlarından bunlar görülebilir.
Bylock isimli gizli haberleşme programını kullandığım iddiasını kabul etmiyorum. Ben 64 yaşındayım. Teknoloji ile aram iyi değil.Yaşım gereği ve kavrayamamam nedeniyle okuldaki işlemleri dahi arkadaşlarım yardımıyla yapabilmekteyim. Adı geçen programı indirip kullanmadığımı belirtmek isterim.
“BİNLERCE ÖĞRENCİ YETİŞTİRDİM”
Sızıntı isimli dergiye aboneliğim bulunmamaktadır. Ekran alıntısındaki bilgilerin bir kısmı bana ait değildir. Abonelik kaydının ne şekilde oluşturulduğunu bilmiyorum. İddiayı kabul etmiyorum.
Ben örgüt üyesi değilim. 657 sayılı yasanın sınırları içinde 40 yıl boyunca vatanıma milletime hizmet ettim. Tanıkların iftiralarını kabul etmemekteyim. Edebiyat ve Kültür öğretmeniyim. Vaaz verebilecek bilgiye sahip değilim. Binlerce öğrenci yetiştirdim. Hiçbir öğrencime böyle bir örgüte üye olmasıiçin yönlendirme yaptığım iddiası olmayacaktır. Tanık beyanları 2013 öncesine aittir. Sabit ikametgah sahibiyim. Kendim gelip teslim oldum. Tahliyemi ve beraatımı talep ediyorum.
“OKTAY GÜNEŞ ŞİİR YAZINCA BENİ ARARDI”
Mahkeme Başkanı “HTS kayıtlarında Oktay Güneş ile 405, Murat Özkan ile 82 kez, Ömer Baday ile 12 kez görüşmüşlüğünüz var. Adnan Daylan ile 165 kez görüşme olmuş. Erol Altıntaş, Selman Akkaya ve Gürbüz Yavuz’la da görüşmeleriniz var” sorusuna “Görüşme içeriklerini hatırlamıyorum ama tanıyorum. Ömer Baday’ı tanımam. Adnan Daylan’la çocuğumla Highway Alışveriş Merkezi arasındaki itlaf nedeniyle görüşmüşlüğüm oldu. Oğlum orada bir dükkan açıp sonra ayrıldı. Bu yüzden Adnan Daylan ile görüştüm. Gürbüz Yavuz’la Valilikte projeler için görüşmüş olabilirim. Erol Altıntaş daha önce yapmış olduğum trafik kazası için avukatlığımı yapmıştır. Murat Özkan meslektaşımdır. Oktay Güneş ile şiir yazardı, tezcanlıydı. Aynı zamanda öğrenci velimdir. Yazdığı her şiir için beni arardı” dedi.
Durmuş Özdemir
BU PROGRAMI KULLANAMA GEREK YOKTU
Polat A.Ş. çalışanı olan Durmuş Özdemir hakkında ki iddiaları reddetti. Özdemir verdiği ifade şunları söyledi;
Bylock programını kesinlikle kullanmadım. Kullandığım yönünde ki iddiaları kabul etmiyorum. Ben polisin beni çağırmasıyla eve girdim, evimde arama yapıldı ve o anda telefonumu polise teslim ettim. Sorgulamam da bylock ile ilgili bir şey sorulmadı. Ancak 2017’nin Nisan ayında hattımda bylock tespit edildiği belirtildi. Bu bana düşündürücü geldi. Örgüt üyesi olsam bu programı kullanama gerek yoktu. Bolu küçük bir yerdir. Rahatlıkla herkesle iletişim kurardım.
KREDİ KARTI BORCUM VAR
Bank Asya müşterisi olduğum doğrudur. Ancak her hangi bir birikimim yoktur. Şuanda hatta kredi kartım borcum vardır. Ve tutuklu olduğum için kredi kartı ödemelerimi yapamıyorum. Şüpheli para işlemim zaten de tespit edilememiştir.
DERNEĞİN YERİNİ BİLE BİLMİYORUM
Aralık 2012 yılında Abant Çalışanları Derneği’ne üye oldum. İş yerinde herkes üye olduğu için bende üye oldum. Derneğin yerini bile bilmiyorum. Yönetimsel faaliyetlerde bulunmadı. Geçimimi zaten zor sağlıyordum. Bağış yapmam mümkün değildir.
DERSHANELER KAPATILINCA, İŞTEN ÇIKARTILDIM
Dershane müdürü komşumuzdu. Bu işi babam buldu. Ana Fem Dershanesinde santral görevlisi ve öğrenci kaydında çalıştım. Bu işi yaparken kalorifer bile yaktım. Verilen talimatları aksatmadan yapardım. İşimi kaybetmek istemiyordum. Dershaneler kapatılınca, işten çıkartıldım. İş Kur’a başvurdum. Mobilyacıda çalıştım. Örgüt üyesi olsam beni şirketin başka bir biriminde göreve alırlardı.
POLAT A.Ş. MAĞDURUYUM
Sırf Polat A.Ş.’de çalıştığım için aleyhime ifade veren tanık beni tanıyor, bu işyerinde çalıştığım için Bank Asya hesabım var. Bu iş yerinde çalıştığım için sigorta kaydım gözüküyor. Bu iş yerinde çalıştım için idari toplantılara katıldım. Ancak örgütsel bir faaliyet içerisinde bulunmadım. Ben ekmeğimin peşindeydim.
ALİ COŞKUN’UN MAĞAZASINDA ÇALIŞMIŞ
Mütevelli heyet üyesi olduğu iddiasıyla aynı davada yargılanan Ali Coşkun’a ait mobilya mağazasında çalışıp çalışmadığı sorulan Durmuş Özdemir, “Dershaneden çıkartılınca işsiz kaldım. Daha öncede söyledim. İş Kur’a bile başvurdum. Komşumuz olan bir mobilyacının yönlendirmesiyle Ali Coşkun’a ait mağazada çalıştım. Bunu buradaki çalışanlara ve evlerine mobilya kurmaya gittiğim müşterilere sorulabilir” dedi.
MAHKEME BAŞKANINI KIZDIRDI
“İddianamede dini sohbetlere katıldığım belirtilmiş. Ancak ben görevim nedeniyle katıldığım idari toplantılardan bahsetmiştim. Bunlar yazılırken dini sohbetler diye geçmiş. O ifadelerini kabul etmiyorum. Yanlış anlamışlar ve yanlış yazmışlar” demesi üzerine mahkeme Başkanı Seyfi Han sinirlendi.
Sanığın yanlış anlamışlar, yanlış yazmışlar demesi üzerine Mahkeme Başkanı Han, “15 yıldır ifade alıyorum. Bu kadar detaylı anlatıpta, ‘Benim ifadem yanlış anlaşılmış, yanlış yazılmış’ diyemezsin. İdari toplantılardı diyorsun ama ifadende sana ‘Toplantılarda Fethullah Günel’in videolarını seyrettiniz mi’ diye sorulmuş. Sende ‘Seyrettik’ demişsin. Bunun neresini yanlış anlayıp, neresini yanlış yazmışlar. Bir kere idari toplantıda Fethullah Gülen’in videosunun ne işi olur?” diye çıkıştı.
DURSUN ZORLU
LEGAL OLMAYAN HİÇBİR YAPIYA KATILMADIM
Bolu’da uzun yıllardır veteriner olarak ticaret yaptığını belirten Dursun Zorlu, hakkında ki iddiaları kabul etmedi. Zorlu ifadesinde şunları söyledi;
Aleyhime ifade verenlerin ifadelerini kabul etmiyorum. Serkan Özmarka’yı sokakta görsem tanımam. Bankadan her hangi bir plaket almadım. Muhafazakar yapım nedeniyle faizsiz bankacılığı kullandım. Bank Asya’nın özel müşterisi değilim. Diğer katılım bankalarında da hesaplarım var. İddianamede geçen banka işlemleri, müşterilerimle aramda olan hesap hareketleridir. İnan Kalaycı verdiği ifadede benim Fethullah Gülen’e laf söyletmediğimi söylemiş. Ben İnan Kalaycı’nın babasını tanırım. Oğlunu tanımam. İfadesini kabul etmiyorum. Sadi Yıldız’ın ifadesini kabul etmiyorum. Bahse konu sohbet toplantılarına katılmadım. Savaş Yıldız’ı ise ölen köpeğinin otopsisi için beni çağırmasından tanırım. Beyanlarını kabul etmiyorum. Necati Durukan’ı Mudurnu’dan tanırım. 15 yıl önce dini sohbete katıldığımı söylemiş. Ben çok sayıda cemaat ayırt etmeden dini sohbete katıldım. 15 Temmuz hain darbe girişimiyle bu toplantıların ilişkilendirilmesini kabul etmiyorum. Silahlı terör örgütüyle adımın anılması bana zul geliyor. Örgüt üyesi değilim. Legal olmayan hiçbir yapıya katılmadım. Tahliyemi ve beraatimi istiyorum.
ÇEVİR KAZI YANMASIN
15.01.2010 tarihinde Kızılcıhamam’da konakladığını hatırlatan Mahkeme Başkanı, sanıklardan çok sayıda kişinin de aynı tarihte otele girdiğini ve aynı tarihte çıkış yaptığını sorması üzerine Zorlu, “O tarihte toplantıya katıldım. Otel yeni açıldığı için indirim uygulamıştı. Ancak siyasi parti toplantısı olduğu için erken ayrılmak zorunda kaldım” demesi üzerine Mahkeme başkanı ‘Sanıklar toplantıda var mıydı?’ diye sordu. Bunun üzerine Zorlu, “Efendim ben toplantı demedim. Tatile gittim. Sanıkları da görmedim” deyince mahkeme başkanı çıkıştı.
Başkan, “İfadende toplantı diyorsun. Başka kim vardı diye sorunca ‘tatile gittim’ diyorsun. Burada hem ses kaydı hem görüntü kaydı alıyoruz. Sana seyrettiririm. Toplantıya katılanları hatırlamıyorsun ama ne gariptir ki hangi siyasi partinin orada toplantı yaptığını hatırlıyorsun. Ben sizin toplantınızı soruyorum. Sen bana siyasi partinin toplantısını söylüyorsun. Bana ne siyasi partinin toplantısından. Çevir kazı yanmasın” dedi.
EKREM AKBUNAR
DİNİ TOPLANTILARA KATILDIM
Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak için bildiklerini anlattığını belirten Ekrem Akbunar, örgütün Bolu ayağında fazla kişi tanımadığını söyledi. Akbunar verdiği ifade de şunları söyledi;
Kolluk şamasında ki savunmamı tekrar ediyorum. 207-2013 yılları arasında dini yönden kendimi geliştirmek için, arkadaşlarımın da yönlendirmesiyle dini toplantılara katıldım. Bartın’da çalışırken, bu toplantılar öğrenci yurdunda yapılırdı. Toplantılar namaz sonrasın başlardı. Burada Kuran-ı Kerim okunur, meali anlatılır ve Risali Nur’dan ‘İman Hakikatleri’ kısmı üzerinden sohbet edilirdi. Zaman zaman da maddi durumu yerinde olmayan öğrenciler içinde para istenirdi.
YAPIDAN YAVAŞ YAVAŞ KOPTUM
2014 yılında Bolu’ya geldim. 17/25 Aralık sürecinden sonra cemaat olarak bildiğim yapıdan yavaş yavaş koptum. Bir süre sonra ilişkimi tamamen kestim. Toplantılara kimlerin katıldığını hatırlamıyorum.
MAHKEMEYE YARDIMCI OLMAN GEREKİYOR
Sanık Akbunar’ın ifadesinde sürekli Bartın’la ilgili bilgi vermesi ve 2 yıl Bolu’da yapıyla bir arada olduğunu söylemesine rağmen Bolu’da isim vermemesine tepki gösteren Mahkeme Başkanı Seyfi Han, “İddianamede senin örgüt üyesi olduğun. Ancak etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanıp faydalanmamasına mahkemenin yani benim karar vermem gerektiği yazıyor. Seninle ilgili bir karar vereceğiz. Yani etkin pişmanlıktan faydalanmak istiyorsan isim vermen lazım. Toplantılara katıldığını söylüyorsun ama kimler olduğunu bilmiyorsun. Bana Bartın’dan bahsediyorsun. Beni Bolu ilgilendiriyor. Hükümlerden yararlanmak istiyorsan Bolu’da ki toplantılara kimlerin katıldığını söylemen lazım. Sen isimleri vereceksin ki bende ‘Tamam. Bu bir şekilde bulaşmış ama pişman olmuş. Toplantılara katılanları da söyleyerek, örgüt hakkında ki bilgileri verdi’ demem lazım. Mahkemeye yardımcı olman gerekiyor. Ancak ben bunları göremiyorum” dedi.
RABBİM ‘YALANCI ŞAHİT’ YAZMASIN
Uyarı sonrası savunmasına devam eden Akbunar, “Ben bildiklerimi anlattım. Bolu’ya zaten yeni geldim. Kimseyi ismen tanımıyorum. Resimli sorarsanız belki tanıdığım çıkar’ demesi üzerine Mahkeme başkanı ‘Arkanı dön; 64 sanık orada duruyor. Hiç birini gördün mü toplantılarda’ dedi. Uyarı sonrası arkasını dönerek tutuklu sanıklara bakan Akbuna, “Buradaki kişileri toplantılarda görmedim. Bana ceza verebilirsiniz. 2013 yılının sonunda Bartı’ndayken cemaat bankalardan faizle kredi çekilmesini ve bunun Bank Asya’ya yatırılmasını istedi. Biz yıllardır faizsiz bankacılığı savunduk. Faize karşıydık. Ben faizle para çekeceğim ve bankayı kurtaracağım. Bu bana ters geldi ve bunun yanlış olduğunu her yerde söyledim. Bu talebi de geri çevirdim. Ben bildiklerimi söyledim. Yeter ki bana Rabbim ‘yalancı şahit’ yazmasın. Suçsuzum, beraatimi istiyorum” dedi.
Emin Sinoplu
KAMUYA ATANAMAYINCA POLAT A.Ş’DE İŞE GİRDİM
İddianamede FETÖ/PSY Silahlı Terör Örgütü’nün Mengen Sorumlusu olduğu belirtilerek örgüt yöneticiliğinden cezalandırılması istenen Emin Sinoplu, hakkında iddiaları kabul etmedi. Sinoplu verdiği ifadesinde şunları söyledi;
2013 yılında AİBÜ Fizik Bölümünden mezun oldum. Fizik bölümü mezunları kolay kolay iş bulamıyor. Okurken kullandığım öğrenim kredisinin ödemesi başlamıştı. Kamuya da atanamayınca Polat A.Ş.’ye bağlı etüt merkezlerinde çalışmaya başladım. Bu dönemde Mengen’de etüt merkezi açılacağı belirtildi ve ben orada görevlendirildim. Ekmek parası için kabul ettim. Etüt merkezinde öğrencilere ihtiyacımız olduğu için, Mengen’i kazanan öğrencilerin yardım taleplerini karşılamak üzere yardımcı oldum. Bir erkek, bir bayan öğrenciler için kira kontratlarını kendi adıma yaparak ev tuttum. Faturalarıyla kendim ilgilendim. Dershaneler kapanma sürecine girdiği için etüt merkezi başarılı olamadı. Benim basit bir eğitim faaliyeti için yaptığım çalışmalar örgüt yöneticisi olarak nitelendirilmeme neden olmuş. Anlamıyorum. Aleyhime ifade veren tanık beyanlarını kabul etmiyorum. Bylock kullanmadım. Eşim adına kayıtlı sonu 6060 olan hattı ben kullandım. Ancak ben bu hatta bylock programı indirip, kullanmadım. Kullandığım iddia ediliyorsa, bunun bana yaptığım görüşmelerin verilerek ispatlanması lazım.
Sanık ifadelerinin tamamlanmasının ardından Mahkeme Başkanı Seyfi Han duruşmaya Perşembe günü sabah saat 09.15’de başlanmak üzere ara verdi.