Haber – Bülent VELİOĞLU
Fotoğraflar - Erol DEĞİRMENCİ
AK Parti Bolu İl Başkanı Nurettin Doğanay evinin kapısını ilk kez Özgür Bolu Gazetesine açtı. Doğanay hayatının belki de en zor 21 gününü geçirdi. 31 Aralık 2017 tarihinde yapılacağı duyurulan ve salonun bile süslendiği il kongresi ertelenince partisinin önünü açmak için kongreye 2 gün kala istifa etti. 21 günlük sürede çok şey konuşuldu, süreç tartışıldı, adaylar çıktı. Ancak Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan Nurettin Doğanay’ı tekrar aynı göreve atadı.
AK Parti İl Başkanlığı görevinden istifa etmeniz ve Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından tekrar atanmanızın arasında geçen 21 günlük sürede neler yaşadınız?
2,5 yıl önce bana il başkanlığı görevi verildi. Bu süre boyunca elimden geldiğince görevimi en iyi şekilde yerine getirdiğimi düşünüyorum. Kongre hazırlığına girdik ve salonumuza kadar süsledik, eksikleri tamamladık. 2 gün kala genel merkezin kararıyla kongre iptal edildi. Bana yakışan siyasetin önünü açmak için istifamı sunmaktı. 21 gün süre içersinde temayüller yapıldı. Ben temayüle de girmedim. İstifa ettikten sonra temayüle gireceğim demek siyaseten doğru bir şey değildi. Daha sonra da 6 arkadaşımız genel merkeze çağırıldı. Son dakikada ben de davet edildim. Genel merkeze gittim ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığım görüşme sonrasında kendisi tekrar görevi şahsıma tebliğ etti.
Sizi en çok üzen olay neydi?
Kongreyi yapamamak beni çok üzdü.
Bu süreçte sizi güçlü kılan şey neydi?
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın adaletine her zaman güvendim. O süreçte bana destek olan ve dua eden herkese teşekkür ederim. Gücü dualardan aldım diyebilirim.
Cumhurbaşkanı ile görüşmeye gittiğinizde nasıl bir diyalog oldu?
Benim açımdan çok iyi bir diyalogdu. Partimizin genel başkanıyla görüşme anıyla ilgili herşey benim mahremimdir. Benimle birlikte mezara gidecek konulardır.
Yönetiminizi değiştirecek misiniz?
Yönetimde değişiklik olacaktır. Yenilenme tazelenme adına her kongre sürecinde olur. Bu sefer de olacaktır.
İstifanız ardında bu kadar fazla aday çıkmasına şaşırdınız mı?
Aday çıkması beni şaşırtmadı. Birileri tabi ki bu koltuğa talip olacaktır. AK Parti il başkanlığı koltuğu boşta kalacak değil. Siyasetin içinde doğal olan ve olması gereken şeyler.
İstifa öncesinde ikinci bir adayın çıkmasını bekliyor muydunuz?
Bu zaten konuşuluyordu, haberleri de çıkmıştı.
İstifa sürecinin ardından tekrar atanmanızla sizin için ne değişti?
Üzerimdeki yük daha fazla ağırlaştı. 25 gün önce il kongresini yapan bir il başkanı olmakla bugün üzerime verilen görevin daha ağır olduğunu düşünüyorum. Daha farklı düşünmem gerektiğini düşünüyorum. Daha olgun düşünmem, daha fazla kucaklayıcı olmam gerektiği kanaatindeyim.
Bu süreç sizin için bir tecrübe oldu mu?
21 günlük süreç çok büyük bir tecrübe oldu. Orada herşeyi görüyorsunuz. Parayla pulla edinilecek bir tecrübe kesinlikle değil. İl başkanısınız ve bir anda görevinizden ayrılıyorsunuz. O sürede yaşadıklarımı bir ben bir de Allah biliyor. Kendi işinize, kendi özelinize dönüyorsunuz.
O süreçte partiye ya da Bolu’ya farklı açıdan baktığınızda ne gördünüz?
Çok farklı şeyler gördüm. İnsanları, arkadaşlarını, dostlarını orada çok daha net görüyorsun. Fotoğraf çok netti o süreçte.
Evinize yeteri kadar zaman ayırabiliyor musunuz?
2.5 yıl boyunca eşime ve çocuklarıma çok fazla zaman ayıramadım. Sadece il başkanı sıfatını taşımak için orada olmadım. Hep sahada oldum. İstifa edip eve geldiğimde, evli olan büyük kızım, ‘Baba 2.5 yıl boyunca benim evime 3 kere geldin’ demişti. Ailem bu süreçte bana çok destek verdi. Onları ihmal ettiğim de bir gerçek.
Zorlu bir süreçte il başkanlığı görevini yürüttünüz. Bu süreçte ailenizin desteğini hissettiniz mi?
Başta eşim, oğlum, gelinim, küçük kızım, damadım, torunlarım benim bu süreçte en büyük gücü aldığım kişiler. Onlarla beraber abim çok destek verdi. Allah onlardan razı olsun.
Kongre sonrasında ailenize daha fazla vakit ayırabilecek misiniz?
Sayın Cumhurbaşkanımız Bolu il kongresine geleceğini söyledi. Eğer ülkenin olağanüstü bir durumu olmazsa Cumhurbaşkanımız gelecek, o gelemezse Başbakanımız gelir, orasını bilemem. Sonraki süreçte ailemize vakit ayırır mıyız, sürece baktığımız zaman ayırabilecek gibi değiliz. Çünkü önümüzde 2019 yerel seçimleri, milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri var. Siyaset yaptığınız zaman aileme çok fazla vakit ayıracağım derseniz yalan olur. Biz sahada olacağız.
Ailenizle birlikte olduğunuz vakitleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Özellikle dikkat ettiğim konuların başında, akşam yemeğimi kesinlikle evde yerim. Şehir dışında olmadığım sürece akşam yemeklerini kesinlikle herkesle beraber evde yerim. Sabah kahvaltısını mutlaka birlikte yaparız. Onlara vakit ayırabildiğim iki zaman dilimi bunlar. Ve bir de sabah yürüyüşü ile akşam yürüyüşümü köpeğimle yaparım.
Hayatınızda gurbet dönemi de oldu. Gurbet mi daha zor yoksa siyaset mi?
Siyaset Türkiye’de zor. Çünkü siyasi anlayış, siyasi jargon Türkiye’de zor. Ben Gerede’nin Göynükören köyünde hayvancılıkla uğraşan, ilkokuldan çıkar çıkmaz kuran kursuna giden biriyim. Oradan Gerede İmam Hatip Ortaokulu’na giderek, 2’inci sınıftan okulu terk edip yurtdışına gittim. 18 yıl öyle geçti. Ondan sonra 2004 yılında Fatih Metin ile birlikte il kongresine girerek siyasi hayatım başladı.
Türkiye’deki siyasi algı, siyasi düşünce, siyasete ve siyasetçiye bakış açısı tamamen farklı. Avrupa’daki gibi değil, buradaki dinamikler farklı. Siyaset gurbetten daha zor. Siyaset sizi yıpratıyor. Bedeninizden, ruhunuzdan, ailenizden zaman alıyor. Ben Rabbime hamd ediyorum, çocuklarıma ileride anlatacağım hikayelerim var. 1 Kasım seçimleriyle birlikte il başkanlığı görevini devraldım. 15 Temmuz hayatımın en önemli dönemiydi. 27 gün boyunca sabah namazını kıldıktan sonra alandan ayrıldık. O günleri anlatmaya kalksam, oradaki hikayeler çok fazla. O süreçte çok şeyler yaşadım. Sustuğum çok yer var. Konuşmadığım belki pek çok şey var ama hayatımın en önemli noktasıdır o 27 gün. Çünkü AK Parti teşkilatlarını ilk sokağa dökenlerden biriydim. O konuda ödül bile aldım. O gece hiç tereddüt etmeden sokağa indik. Ülkesini ve vatanını seven herkes sokağa indi. Sonrasında bir genel seçim ve referandum geldi. 2 buçuk yıllık il başkanlığı sürecine çok fazla şey sığdırdım. Kolay şeyler değildi. Zor anlardı, zor zamanlardı.
Tekrar göreve gelişinizi ailenize siz mi haber verdiniz?
Göreve atandığımda ailem ilk önce basından öğrendi. Haber ben Külliyeden çıkmadan basına düştü. Buraya geldiğimizde duygusal anlar oldu. Ankara dönüşümde çok karlı bir havaydı. Bolu gişelerinde gece saat 02:00’da bekleyen çok büyük bir konvoy vardı. Bunun paylaşılmasını da çok doğru bulmadım. Bir zafer kazanmış edasıyla gelmem doğru değildi. Ben zaten il başkanıydım. Şunu net bir şekilde söyleyebilirim, bana görev verildi, sevindiyseniz, görevi bıraktığınızda da üzülmenizin bir mantığı yok. Çünkü benden önce 6 tane il başkanı vardı benden sonra da il başkanları olacak. Bu işin doğasında bunlar olan şeyler.
Siyaset için ailenizden uzak kalmanızı eşiniz nasıl karşılıyor, sitemlerini nasıl dile getiriyor?
Bunu bir şekilde anlıyorsunuz. Hal ve hareketlerinden herşeyden anlıyorsunuz. Ama en büyük destekçim, Allah ondan razı olsun.
Tekrar göreve dönmenizi nasıl karşıladılar?
Mutluluğuma ortak oldular. Eşim ve çocuklarım bana hiçbir zaman ‘siyaseti bırak, bize zaman ayırmıyorsun’ demediler. Belki de sitemkar oldular ama bana hissettirmediler. Onlara zaman ayıramadığınızda kendi dünyalarında sitem etmişlerdir. Sürekli bir yerlerde program oluyor ve oralara gidiyorsunuz. Ben sadece evime telefon açtığımda ben şuraya gideceğim dediğimde Allah razı olsun valizimi hazırlarlar ve bir köşeye koyarlar. Muhakkak kırılıyorlardır, üzülüyorlardır. En fazla sitemi bana küçük kızım yapar. Bir baba olarak çok fazla zaman ayıramıyorsunuz. Onu farklı şekilde telafi etmenin yollarına bakıyorum. Çok kısa dönemlerde kahvaltıya gidiyoruz, alışverişe gidiyoruz.
