Bolu'da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın ‘Çatı Yapılanması’na yönelik 145 kişinin yargılandığı davanın ikinci duruşmasında savunma yapan sanık Ali Coşkun, kaplıca kültürünü sevmeleri nedeniyle dinlenme amaçlı olarak Asya Termal Otel’de kaldıklarını söyledi. Mahkeme Başkanının “Aynı gün 200 Bolulunun daha kaplıca kültürünü sevmesi ve aynı otelde kalması manidar değil mi?” şeklindeki sorusu üzerine “Sayıca fazla Bolulunun aynı tarihte orada olmasına dair söyleyeceğim bir şey yok. Denk gelmiş” dedi. Mahkeme Başkanın 200 kişinin aynı anda Kızılcıhamam’da olmasıyla ilgili sorusuna Ayhan Yılmaz’da ‘ben tatil için gittim’ ısrarı üzerine “Hakikaten tatil için gittiysen çok talihsiz bir adamsın” çıkışı salonda gülüşmelere neden oldu.
Haber: Ebru EYVAZOĞLU – Hakan AYDIN
Bolu'da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) "çatı yapılanması"na ilişkin soruşturma kapsamında, haklarında dava açılan 145 sanığın yargılanmasına devam ediliyor. Belediye Nikah Salonu'nda yapılan duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları ve yakınları katıldı.
Duruşmanın sabah olan kısmında işadamı Ali Coşkun ve Polat A.Ş.’de çalışan iki kişinin ifadeleri dinlenildi.
Ali Coşkun
Ali Coşkun hakkındaki iddiaları reddederek, “Örgüt üyeliği suçlamasını kesinlikle kabul etmiyorum. Mobilya sektöründe hizmet veriyorum. Hain darbe girişimi ve hiçbir terör eylemini kesinlikle tasvip etmeyen, ihanet etmeyen ve yasa dışı hiçbir eylemim olmamasına rağmen işyerimdeyken tutuklandım. 10 aydır tutuklu bulunuyorum. Aleyhimde ifade veren Ertuğrul Fatih Tıraş isimli şahsı tanımıyorum. Murat Aktaş isimli şahsın, benim showroomumun olduğu binaya beni sürekli getirip götürdüğünü söylemiştir. Ancak bu şahsın işyerime girip çıkarken beni görmüşlüğü var mıdır? Bundan hiçbir şekilde bilgim mevcut değildir. Mücahit Erdoğdu ise BankasyaMüdürü olduğunu bildiğim şahıstır. Ayaküstü bir tanışıklığımız olmuş, ancak başka turlu bir sohbetimiz olmamıştır. İsmimin verilme amacı nedir, kanıt nedir bilmek isterim” dedi.
YILDIZ AİLESİ KENDİLERİNİ KORUMAK İÇİN İSİM VERDİ İDDİASI
Ali Coşkun; Sadi Yıldız, Naci Yıldız, Savaş Yıldız ve İnan Kalaycı’nın da iddiaları ile ilgili olarak, “Aleyhimde ifadelerde bulunan Sadi Yıldız’ı Kosgeb destekli Makedonya gezisinde tanıdım. Onun dışında bir tanışıklığımız olmamıştır. Makedonya gezisi ise benim ufkumu açan ticari ve turistik bir gezidir.
2001 yılında sohbetlere katıldığım iddia edilmiş. O dönem kalıcı işyerim bile yoktu. Mudurnu’dan yeni gelmiştik. Yine 2001’de Urfa gezisine gittiğim söylenmiş. Böyle bir geziye de asla katılmadım. Cemaat mensubu olduğum iddia edilerek adım verilmiştir.Bu tamamen yalan ve iftiradır. Yine Asya Termal Otel’deki strateji toplantısına katıldığım iddialarını da kabul etmiyorum. Benim olmadığım bir toplantıda nasıl ismim zikrediliyor?
İnan Kalaycı ile Yurdaer Mutfak Merkezi’nin işletmecisi olduğundan tanışıyorum. Ailemle kahvaltıya gittiğim oldu ve oğlumun düğününü orda yaptım. Oradan bir tanışıklığım olmuştur. Ancak iddia edildiği gibi bir iftar ve cemaat toplantısına katılmadım. Bahsedilen İstanbul gezisi ise Eyüp Sultan, 1453 Panorama gezisi gibi turistik amaçlı bir gezidir. Esnaf arkadaşlarla gittik. Oğlumun FatihÜniversitesi’nde okuduğu ve örgütü övücü şeyler söylediğim belirtilmiş. Ancak benim oğlum o dönemde BartınÜniversitesi’nde okuyordu. Okul kaydında da bu anlaşılabilir. Necati Durukan ise bacanağımın dünürüdür. O vasıtayla tanıyorum. BOSİAD’la ilişkilendirilip adımın verilmiş olabileceğini düşünüyorum.
Naci Yıldız ise Bosna Hersek gezisine Erol Altıntaş ve Belediye Başkanı ile katıldığımı iddia etmiştir. Orada örgütle iltisaklı okul gezisi olduğu da iddialar arasında. Ancak ben ailelerin de iştirak ettiği iddia edilen böyle bir geziye katılmadım. O dönem geziye katılanların listesinde adım olmadığı görülebilir.
Savaş Yıldız da FETÖ’nün ana mütevellilerinden biri olduğumu iddia etmiş.SavaşYıldız’ın söylemlerini kabul etmiyorum. Kendilerini soruşturma dışında tutmak için ailecek yalan yanlış beyanlarda bulunduklarını düşünüyorum” dedi.
ŞEVKET KAHRAMAN 5 AY YANINDA ÇALIŞMIŞ
Şevket Kahraman’la ilgili iddianamede yer alan iddialar hakkında savunma yapan Ali Coşkun, “Bu kişi şubemde 5 ay çalışan bir elemandı. Satış elemanı olarak çalıştı. Şahsı gizlemek isteseydim o dönemde sigortasını yapmazdım. Yeni bir showroom açmıştık ve eleman işi bırakmıştı. İşlerimiz çok yoğundu. Bayisi olduğumuz firma,üniversite mezunu bir eleman olmasıkriteri koydu. Bunu bulamadığımız için de yüzde 2 kesinti yapıyordu. Şevket Kahraman da işe başvuranlardan biriydi. Üniversite tahsili ve işe istekli oluşu, bayisi olduğumuz firmanın kriterlerini de karşılamış olması nedeniyle işe aldık ve 5 ay bizimle çalıştı. Ancak hakkında başka bir şey bilmiyorum. Daha önceden Polat A.Ş.’de çalıştığını bilmiyordum” diye konuştu.
“BOSİAD’A TİCARİ AMAÇLA ÜYE OLDUM”
Bankasya, Zaman Gazetesi ve BOSİAD üyelikleri hakkında da iddianamede bulunan iddialara değinen Ali Coşkun, “Bankasya hesabım 2009’dan beri bulunuyor. Ancak 2013’ten itibaren yer alan tutarlar belirtilmiş. Ben bankanın POS makinesi gibi enstrümanlarını da kullandım. Ticaret yapan bir insan olarak hatta en az çalıştığım bankalardan biridir.
Dini sohbet aldı altındaki toplantılara da kesinlikle katılmadım. Gerçek dışı bu ifadeleri kabul etmiyorum. Tanıkların ‘düşünüyorum’, ‘duymuştum’ gibi netlik içermeyen ifadeleri de bunu kanıtlar nitelikte. Aleyhe beyanda bulunan bu kişilerin kendilerini soruşturma dışında tutmak ve etkin pişmanlıktan yararlanmak için iftira attıklarını düşünüyorum. BOSİAD’aticari amaçla üye oldum. Malzeme temini yaptığım rahmetli Mustafa Onur’un da tavsiyesi buraya üye olmamda etkili olmuştur. Ticari ilişkilerim nedeniyle dini kesimi işyerime çekmek için bir dönem Zaman Gazetesi aldığım doğrudur. Ancak aha sonra iptal ettirdim” dedi.
200 BOLULU AYNI GÜN ANKARA’DAKİ KAPLICADA TESADÜFEN KARŞILAŞMIŞ
Ali Coşkun Kızılcahamam’da Asya Termal Otel’de yapılan strateji toplantısına katılmadığını belirterek, “Asya Termal Otel’de kalmamızın sebebi kaplıca kültürünü sevmem ve dinlenme amaçlıdır. Narven, Sarot ve Antalya’da termal tesislerde kaldık. O dönemde de Asya Termal Otel revaçtaydı. Çocukları Cuma akşamı gönderdikten sonra Cumartesi de ben gittim. Pazar öğlen de geri döndük. Sadece ailemle vakit geçirdim. Kayıtlardan da görülebilir” dedi. Mahkeme Başkanının “Aynı gün 200 Bolulunun daha kaplıca kültürünü sevmesi ve aynı otelde kalması manidar değil mi?” şeklindeki sorusu üzerine “Ben otele hangi niyetle gittiğimi izah ettim. Sayıca fazla Bolulunun aynı tarihte orada olmasına dair söyleyeceğim bir şey yok. Denk gelmiş” dedi.
TÜRKÇE OLİMPİYATLARI’NI BİR GÜNLE KAÇIRMIŞLAR
Romanya gezisine 2 günlüğüne turistik amaçlı gittiklerini söyleyen Coşkun’a Mahkeme Başkanı “Siz gittiğiniz de Türkçe Olimpiyatları var mıydı” şeklinde soru yöneltti. Ali Coşkun, “Biz onan bir gün sonra gitmişiz. Döndüğümde öğrendim” dedi.
BOSİAD KARAR DEFTERİNDE ÖZGÜRLÜK VE DEMOKRASİ PLATFORMU İÇİN KARAR ALINMIŞ
BOSİAD karar defterinin 56. Sayfasında Özgürlük ve Demokrasi Platformu’nun 10-12 Ocak’ta Asya Termal Otelde alınan kararlar neticesinde Yurdaer Otel önünde yaptıkları açıklama ilişkin bir madde bulunduğu ve bu maddede Ali Coşkun’un da imzasının bulunduğu hatırlatılması üzerine Coşkun, “Karar defterinde o platformla ilgili alınan bir karar olduğunu bilmiyorum. Böyle bir şeyden haberim olması. İmza da bana ait değildir” dedi.
Ali Osman Çelik (Polat A.Ş.’de yönetici)
Polat A.Ş. de yöneticilik yapan Ali Osman Çelik hakkındaki iddialarla ilgili olarak “2009’da AİBÜ’den mezun oldum. KPSS’yi kazanamayınca Erdem Erkek Öğrenci Yurdunda yöneticilik yaptım. 17-25 Aralık sürecinden sonra bu yapıya ait okullardanayrılmak istedim. Ama birikmiş tazminatım verilemeyeceği söylendiği için bir süre daha çalıştım. 2015 Nisan’da tazminatımdan feragatederek işten ayrıldım. Çalıştığım sürede terörörgütü faaliyetine şahit olmadım. Dini sohbet adı altında terör örgütü faaliyetlerini icra ettiğime yönelik iddialar gerçek dışıdır. Kitap okumayı ve konuşmayı seven biriyim. Bundan dolayı dikkat çekmiş olabilirim.Aleyhime sunulan beyanların oradan temel alındığınıdüşünüyorum. İçinde bulunduğum eğitim camiasının terör örgütüne mensup olduğu tespiti o dönemdemevcut değildi. 2016 MGK kararıyla tespit olunduğu biliniyor. İşyerinden ayrıldıktan sonra irtibatımıtamamen kesmek için evimi Ankara’ya taşıdım. Daha sonra hiçbir şekilde bu yapıyla irtibatım olmadı. Bankasya hesabımı yurtta çalışırken açtırdım. Maaşım bankaya ödeniyordu. Hesabımda görülen bir miktar artış devlet bankası olması yönünde birtakım işlerin yapıldığı 2015 yılının ikinci yarısına denk gelmektedir. Mevduat artışını bankaya destek amacıyla yapmadığım gibi suç teşkil ettiğini de düşünmedim. Bylockisimli gizli haberleşme aracını da indirip kullanmadım. TCK’nin hazırlanmasında emeği bulunan İzzetÖngenç‘SuçÖrgütleri’ isimli kitabında örgüt üyesi olduğu iddia edilen şahsın bu suçtan yargılanıp mahkum edilebilmesi için örgütün odağında bulunan kişilerin örgütün asıl amaç ve faaliyetinden haberdar olması gerektiğini söylemektedir.Ben FETÖ/PDY yapılanmasının suç işlemek için kurulduğunu hiçbir şekilde öğrenmedim. Bu yönde bir bilgiye de sahip olmadım. Bu yüzden hakkımdaki suçlamayı kabul etmiyorum” dedi.
ADNAN DAYLAN İLE 1030 ADET TELEFON GÖRÜŞMESİ
“HTS kayıtlarında firari Suat Türkoğlu ile 147 kez görüşmeniz var. Adnan Daylan’labir hattan 573 kez, diğerinden 457 kez görüşmeniz olmuş. Asım Ateş ile 611 kez görüşmeniz var. Bu görüşmeler için ne söyleyeceksiniz? Sorusuna “Ben çalıştığım dönemde yurdun bağlı bulunduğuşirketin yöneticileri ile konuşmuş olabilirim. Ama bu kadar yoğun olduğunu kabul etmiyorum. Terör örgütü faaliyeti ile alakalı bir görüşme mevcut değildir. İşle ilgili görüşmüş olabilirim.
Telefonunda Viber, Tango ve Kakao Talk adlı programları kullandığını da hatırlamadığını belirten Ali Osman Çelik, Herkul.org sitesine girişler tespit edilmesine ilişkin “Ben bahsedilen siteye girmiş olabilirim. Ama ilgili yapı terör örgütü değildi. Yasaklı bir site de değildi. O dönemde girmiş olabilirim” dedi.
KAKAO İLE MESAJLAŞMALAR
Ali Osman Çelik, “Kakao Talk isimli programdan Asım Ateş,Adnan Daylan, Ahmet Çelebi, il imamı olduğu iddia edilenAhmet Polat Önel ile görüşmelerim olduğuna yönelik dijital materyal sonuçlarını kabul etmiyorum. Zaman Gazetesinden geldiği tespit edilen, 30’dan fazla mesaj gelmiş. Gazeteye abone yaptığınız kişileriniptal ettirdiği bilgisi ve yeni abone yaptığınız kişiler için ‘ilk gazete ulaştı teşekkür ederiz’ gibi. Gazeteyle ilginiz neydi? sorusuna ise “Ben Zaman Gazetesi çalışanı değildim. Kimseye abone olması konusunda referans da olmadım. Üniversite yıllarımda bir dönem aboneliğim oldu. Adım eklenmiş. Ama bu mesajları önemsemedim. Aboneliğimle ilgili mesajlar olduğunu düşündüm” dedi.
BÜLENT KESKİN KOD ADI MI?
“Kakao Talk adlı programda Bülent Keskinkod adı kullandığınız iddia ediliyor. Çalıştığınız yurtta bu isimle bir toplantı çağrınız var. Ne diyeceksiniz” sorusuna karşılık “Bu isimle toplantı organize ettiğim iddialarını kabul etmiyorum. Bülent Keskin’in ben olduğum iddiaları doğru değildir. Twitter paylaşımları da bana ait değildir. İçeriğini kabul etmiyorum” diye yanıtladı.
Asım Ateş
Asım Ateş hakkındaki iddialarla ilgili olarak “Polat A.Ş.’de çalışan Asım Ateş ailesini geçimini sağlamak için burada çalışmaya başladığını ifade ederek, “Silahlıyada silahsız bir örgüte üye olmadım. Ailemin geçimini sağlamak için sabıka kaydım bile yokken terör örgütüüyeliği ile suçlanmış olmayı kabul edemiyorum. 2010 yılında sınıf öğretmenliği bölümünübitirdim. Fakat atanamadığımiçin Polat A.Ş’de büro memuruolarak çalıştım. Doruk Akademi adlı dernekte başkanlık yaptığım doğrudur. Spor Bakanlığının projelerini yürüten bir dernek olması nedeniyle üye oldum. İl Dernekler Müdürlüğü tarafından da denetimlerden geçti. Dernek için daha sonra suçlanıyorolmayı doğru bulmuyorum ve suçlamaları kabul etmiyorum. Bylock adlı gizli haberleşme programınıkullanmadım ve yüklemedim. Gerekli araştırmanın yapılasınıtalep ediyorum.
Polat A.Ş.’deçalıştığım dönemde maaşlarBankasyaya yatmaktaydı. Toplu taşıma için de bu bankaya aitkartkullanılmaktaydı. Apartman aidatı da buraya yatırıldığı için hesabı kullandım. Bankaya talimatdoğrultusunda mevduatdesteği sunmadığım görülecektir. 2014’te aracımın satışından elde edilen para buraya havale edildiği için açıklama kısmında da araç bedeli olduğu görülecektir. Paranın daha sonra çekilerek yeni araç alındığı bellidir. Örgütün talimatı doğrultusunda finansal destek sağladığım iddiasını kabul etmiyorum” dedi.
“ASGARİ ÜCRETLE HİMMET TOPLAMAK MANTIKLI DEĞİL”
Polat A.Ş.’de asgari ücretli çalışan biri olduğuna vurgu yapan Asım Ateş, “İddianamede sohbet toplantıları düzenlediğim, himmet topladığım ve gazete abonesi temin etmeye çalıştığım iddia edilmiş. Kabul etmiyorum. Öğrencilikyıllarımda abimle birlikte aynı evde kaldım. Sonra da asgari ücretle Polat A.Ş.’deçalıştım. Asgari ücretle çalışan birinin himmet toplaması olanaklı değildir. Abone bulmaya çalıştığım iddiasını da kabule etmiyorum. Sohbetadı altında kimseyitoplantılara çağırmadım. İddialar somut bir delillere dayanmamaktadır. Bir kısmı sanık olan şahısların aleyhime beyanları bulunmaktadır. Çoğu hayal ürününden ibarettir. Okul hayatımdan sonraki tüm işlemlerin devletinilgili birimleri tarafından takip edilmiştir. Toplantı organize ettiğim ve şahıslarıçağırdığıma ilişkin ne bir kamera kaydı, ne bir kanıt bulunamamıştır. Kendilerini ceza tedbirinden korumak gayesiyle aleyhime beyanda bulunduklarını düşünüyorum. Bu beyanlar nedeniyle bu şahıslar tutuksuz olarak yargılanıyor. Öğrencilerden himmet parası toplayıp Cuma adlı şahsa aktardığım iddia edilmiştir. Öğrenciden himmet topladığım iddiası komiktir.Askerde olduğum dönemde dahi bu faaliyetleri yürüttüğümü söylemeleri gerçeklikten uzak olduğunu göstermektedir. 2010 yılında mezun olduktan sonra KPSS’yi kazanamadığım için Polat A.Ş.’de çalışmaya başladım. Örgütsel bir faaliyet içinde olmadım. Ailem mağdurdur. Bu mağduriyetin ortadankaldırılması için tutuksuz yargılanma talebinde bulunuyorum.
“DOLARLARI ABİM AMERİKA’DAN HATIRA İÇİN GETİRDİ”
Evinde ele geçirilen 2 adet 1 dolar ve örgüt lideri Fethullah Gülen’e ait kitaplarla ilgili olarak da “Abim Amerika’da yaşıyor. Paraları hatıra için getirmişti. Söz konusu paralar başka bir nedene dayanmıyor. Fetullah Gülen’e ait kitapların ikisi de çok geniş kapsamlı dua kitabidir. Örgütsel bir amacıbulunmamaktadır. Evinde yapılan aramada ele geçirilen notlar da şahsi ödemelerime ve işlemlerimeilişkin notlardır. Örgütsel bir amaca hizmet etmemektedir” dedi.
Aydın Güler
GÖRÜŞMELERİM TİCARİDİR
Örgüt üyesi olan kişilerle telefon görüşmesi yaptığı iddia edilen Aydın Güler, görüşmelerin ticari amaçlı olduğunu belirtti. Güler, “Ben hiçbir şekilde illegal bir yapının içinde yer almadım. Örgüt üyeliği suçlamasını kabul etmiyorum. Bolu’da bir firmanın sahibiyim. Ticari hayat içerisinde yer alan biriyim. HTS kayıtlarında örgüt üyeleriyle yaptığım belirtilen şüpheli görüşmelerden bahsediliyor. Üzerime kayıtlı 5 hattım var. Bu hatlardan sonu 94 58 olan hattı kendim kullandım. Bu hatla yaptığım görüşmelerde tamamen ticaridir” dedi.
“DERNEKLERE ÜYE OLMAM SUÇ TEŞKİL ETMEZ”
Dernek üyeliklerinin suç olmaması gerektiğini belirten Güler, “BOSİAD üyesi olduğum doğrudur. Ticaret yaptığım için ve iş adamlarından kurulu olduğu için bu derneğe üye oldum. Aidatlarını ödemedim. Faaliyetlerine katılmadım. Yardım kuruluşu olması nedeniyle Kimse Yok mu Derneği’ne üye oldum. Dernek faaliyetlerine katılmadım. Derneklere üye olmam suç teşkil etmez” dedi.
BİZ ŞİMDİ HANGİSİNİN İFADESİNE İNANACAĞIZ
Hakkında verilen ifadeleri kabul etmediğini belirten Güler, “Aleyhime ifade veren Mehmet Fatih Tıraş, Sadi Yıldız, Mücahit Erdoğdu ve Necati Durukan’ın ifadelerini kabul etmiyorum. Tıraş benim burs ve kurban bağışı yaptığımı söylemiş. Ben kendisini tanımıyorum. Sadi Yıldız’ı, otelinin tesisat işlerini yaptığım için tanırım. Kendisi benim mütevelli heyet üyesi olmadığımı, 2011 yılında kendisinin katıldığı toplantıda beni gördüğünü söylemiş. Fakat oğlu Savaş Yıldız ise verdiği ifade de benim mütevelli heyet üyesi olduğumu belirtmiş. Biz şimdi hangisinin ifadesine inanacağız. Beyanları kabul etmiyorum” dedi.
MUVAZAALI SATIŞ DEĞİLDİR
Polat A.Ş.’ye ait bir arsayı satın aldığını belirten Güler, “Polat A.Ş.’ye ait bir arsa satın aldım. Bu arsanın satışı muvazaalı değildir. Emlak ofisimiz vardı. Bahse konu arsayı bize teklif ettiler. Bizde arsaya baktık ve fiyatında uzun pazarlıklar yaparak 525 bin liraya bu arsayı aldık. Bedelini de Polat A.Ş.’nin Bank Asya’da ki hesabına yatırdık. Arsayı da daha sonra daha yüksek fiyata kar ederek sattım. Suçsuzum.” dedi.
Aydın Kayaalp
“İNCELENDİĞİNDE BU ORTAYA ÇIKACAKTIR”
Bank Asya hesabını dıt kart nedeniyle açtırdığını belirten Kayaalp, “Ben üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Bank Asya hesabım eskidir. Dıt Kart uygulaması nedeniyle bu hesabı açmıştım. Başka bir amaçla bu hesabı kullanmadım. Banka hareketlerim incelendiğinde bu ortaya çıkacaktır” dedi.
KURBANLARIMI MUDURNU’DA KESERİM
Oktay Güneş’in evinde bulunan listeyi bilmediğini belirten Kayaalp, “Oktay Güneşi tanımam. Bu şahsın evinde yapılan aramada bulunan Kurban Bağış listesinde adımın ne aradığını bilmiyorum. Ben kurbanlarımı kayınpederim ile birlikte Mudurnu’da keserim. Bunun dışında kimseye bağış yapmadım. Oktay Güneş’le 6 görüşmem olduğu tespit edilmiş. Ben işim nedeniyle bu görüşmeleri yapmış olabilirim. Bunun dışında bir irtibatım yoktur” dedi.
ADRES VE TELEFON NUMARASINA BANA AİT DEĞİLDİR
Kayalp, “Zaman Gazetesine ve Sızıntı Dergisi’ne abone değilim. İddianamede benim adıma abone kaydı olduğu belirtilse de, kayıttaki adres ve telefon numarasına bana ait değildir. Referans kısmında yazan kişiyi de tanımıyorum” dedi.
DEVLETİN VERDİĞİ ÖZEL OKUL TEŞVİKİYLE ÖDEDİM
Çocuğunu 1 yıl özel okula gönderdiğini belirten Kayaalp, “Çocuğumu Temel Birinci Lisesi’ne gönderdiğim doğrudur. Kendisinin dikkat dağınıklığı sorunu vardı. O nedenle özel okul tercih ettim. 1 yıl gitti. Ücretini de devletin verdiği özel okul teşvikiyle ödedim. Bu teşvik tercih nedenim oldu. Suçsuzum, beraatımı istiyorum” ifadelerini kullandı.
Ayhan Gülen
KART ÜCRETİ NEDENİYLE DE BU KARTIMI KAPATIRDIM
Hakkında ki iddiaları kabul etmediğini belirten Ayhan Gülen ise, “Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. 2009 yılında Bank Asya hesabını dıt kart nedeniyle açtırdım. Oturduğum sitenin aidatları da bu bankaya yatırılıyordu. 2013 yılında siteden taşındım. Bundan sonrada hesabı kullanmadım. Kredi kartını kullanıyordum. Kart ücreti nedeniyle de bu kartımı kapatırdım” dedi.
PROGRAM DIŞINDA BİR YERE GİTMEDİK.
2 yurt dışı gezisine katıldığını kabul eden Gülen, “Gezilere katıldığım doğrudur. Bu gezileri Valilik ve Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü düzenledi. 2010 yılında Macaristan’a yapılan gezide Murat Özkan’la tanıştım. Ancak daha sonra bir görüşmem olmadı. 2012 yılında Almanya’ya düzenleyen geziyi başka birisi hazırlamıştı. Geziler sırasında resmi programdaki ziyaretler yapıldı. Program dışında bir yere gitmedik” dedi.
KURBANIMI KENDİ KÖYÜMDE KESERİM
Oktay Güneş’i tanımadığını söyleyen Gülen, “17/25 Aralık sürecinden önce Zaman gazetesi abonesiydim. O tarihten sonra gazete aboneliğimi sonlandırdım. Oktay Güneş isimli şahsı İl Özel İdare Genel Sekreteri olarak tanırım. Başka bir bağlantım yoktur. Evinde ele geçen listede adımın neden yazılı olduğunu bilmiyorum. Ben kurbanımı kendi köyümde keserim” dedi.
OHAL TARAFINDAN UZAKLAŞTIRILMIŞ BULUNUYORUM
Son olarak Gülen, “Detay Mimarlık Mühendislik Derneği’ne üyeliğim yoktur. Adını sonradan öğrendim. Üye kayıt formuna bakılırsa imzam ve kimlik bilgilerim yoktur. Şuanda KHK ile devlet memurluğundan atılmadım. Sadece hakkımdaki soruşturma devam ettiği için OHAL tarafından uzaklaştırılmış bulunuyorum. Suçsuzum. Beraatimi istiyorum” dedi.
Ayhan Yılmaz
BENİM BAŞKANLIĞIMDA HER HANGİ BİR FAALİYETİ OLMADI
BOSİAD üyeliğini tam olarak hatırlayamayan Ayhan Yılmaz, “Hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum. Bosiad isimli derneğin 1992 yılında kurulduğunu hatırlıyorum. Şuanda vefat etmiş olan bir ağabeyimiz o zaman babama dernekten bahsederek, üye olmasını istemişti. Babamda oğlum olsun diyerek beni üye yaptırdı diye biliyorum. Dosya içerisinde bulunan üyelik kabul formunda ki tarih 05.08.2003 olarak gözüküyor. Bunun neden böyle olduğunu bilemiyorum. Ben bu derneğin 2015 ılına kadar sadece genel kurullarına katıldım. 2015 yılında Suat Türkoğlu bana asil üyelerin istifa ettiğini, derneğin fesih işlemlerinin yapılacağını, genel kurulda yedek üye seçilmem nedeniyle benim başkan olduğumu ve fesih işlemlerine imza atmamı istedi. Bende gerekli imzaları attım ve derneği fesih ettik. Tasfiye sürecinde olan derneğin benim başkanlığımda her hangi bir faaliyeti olmadı” dedi.
ÇOCUKLARI İSTEMİŞ
Kızılcıhamam’da kaldığını belirten Yılmaz, “Asya Termal’de gerçekleştirildiği belirtilen strateji toplantısına katıldığım iddiasını kabul etmiyorum. Çalıştığım şirket vasıtasıyla birkaç kez termal otellere gitmiştim. Çocuklarımın kendilerini de götürmemi istemeleri nedeniyle bu otelde kaldım. Bahsedilen toplantıya katılmadım. Ben tatil için oraya gittim. Niçin benimde konakladığım tarihlerde Bolu’dan 200 kişinin de orda olduğunu bilmiyorum. Bunu samimiyetle söylüyorum. Orada konaklayan geri döndükten sonra Özgürlük ve Demokrasi platformu olarak açıklama yapmışlar. Ben toplantılarına katılsam, açıklamada da olmam gerekirdi. Ancak bu açıklamaya da gitmedim” dedi.
“ÇOK TALİHSİZ BİR ADAMSIN”
Bu söz üzerine Mahkeme Başkanı Seyfi Han, “Adil bir yargılama yapmak için çabalıyoruz. Ama 200 kişininde aynı anda tatil için oraya gitmesi ve aynı anda oteli terk etmesi garip bir durum. Sen hakikaten tatil için orada bulunduysan çok talihsiz bir adamsın” derken, salonda gülüşmeler oldu.
RİCA DEDİ, 5 ABONELİĞİ ÇIKTI
Sızıntı Dergisi’ne abonelğini de anlatan Yılmaz, “Bir öğrenci iş yerime geldi. Dergiye abone olmamı istedi. Bende kendisini kıramadım için abone oldum” demesi üzerine, mahkeme başkanı adına kayıtlı 5 abonelik olduğunu söylemesi üzerine Yılmaz, “Aboneliklerden biri şahsımın, biri kızım, biri oğlum, biri dayım ve biri de köylüm içindir” dedi.
Ayşe Elvan Erdoğan
TRAVMA YAŞABİLİR DEDİLER
Eşini kaybedince kızını okuldan alamadığını belirten Ayşe Elvan Erdoğan, “Hakkımdaki suçlamayı kabul etmiyorum. Fatih Kollaji’nde kızımın eğitim aldığı doğrudur. Kızım 2014 öncesi bu okula gitti. 2014 yılının Temmuz ayında eşimi kaybettik. Uzman arkadaşlarım kızımın okulunu değiştirirsem babasının ardından arkadaşlarını da kaybedince travma yaşabilir dediler. Bir dönem daha okula gönderdim. Ancak sonradan okulunu değiştirdim” dedi.
BABASINDAN KALAN HATIRALARI ATMAMI İSTEMEDİ
Eşinden kalan hatırlar olduğu için kitap ve dergileri evden çıkartamadığını belirten Erdoğan, “Eşim 16 yıl boyunca yatalak olarak evimizde yaşadı. Tek eğlencesi kitap ve dergilerdi. O nedenle bir çok kitap ve dergi biriktirdi. Kendisi de daha önce bahse konuya yapıya ait dershanelerde çalışmıştı. Sızıntı Dergisi’ne eşim için abone oldum. Eşim 2014 de hayatını kaybedince evdeki kitap ve dergileri atmak istedim. Ancak kızım babasından kalan hatıraları atmamı istemedi. Bende kızımın psikolojisi bozulmasın diye atmadım. Aramalarda ele geçirildiği belirtilen kitap ve meteryaller eşimden kalan malzemelerdir. Ayrıca evimde eşimden gelen çok sayıda başka kitap ve dergide vardır” ifadelerini kullandı.
ÖRGÜTSEL FAALİYETLERE KATILMADIM
Kendisinin dini sohbetlere katılmadığını belirten Erdoğan, “Benim cemaat tarafından düzenlendiği belirtilen dini sohbetlere katıldığım iddia ediliyor. Ancak sabah 08.00 akşam 18.00 arası işte olan birisinin hayatın normal akışı içerisinde bahsedilen toplantılara katılması mümkün değildir. Kaldı ki benim eşim yatalaktı. Evin tüm ihtiyaçlarını da ben karşılıyordum. Bu toplantılara katılmadım. İstanbul ve Bolu’da yapıya ait kurumlarda çalıştığım için sigorta kaydım yapıya ait şirketlerden gözüküyor. Buda doğaldır. Evime ekmek götürmek için bu kurumlarda çalıştım. Ancak bu esnada örgütsel faaliyetlere katılmadım. Suçsuzum. Beraatimi istiyorum” ifadelerini kullandı.
Aytekin Akan
17/25 ARALIK SÜRECİNDEN SONRA…
Fiziki şartları nedeniyle çocuğunu Melih Koleji’ne verdiğini belirten Aytekin Akan, “Hakkımda ki suçlamaları kabul etmiyorum. Üniversiteden mezun olduktan sonra 2006 yılında Bolu’da ticari hayatıma başladım. İddianamede çocuğumu örgüte ait okula gönderdiğimden bahsediliyor. O dönem Bolu’da iki tane özel okul vardı. Biri Melih Koleji bir diğeri ise Gürtan Kolejiydi. Fiziki şartları daha iyi olduğu için tercihimizi Melih Kolleji’nden yana kullandık. 17/25 Aralık sürecinden sonra çocuğumu almak istedim. Çocuğumu 22.02.2016 tarihinde o dönem açılan Doğa Koleji’ne kaydettirdim” dedi.
BENİ NASIL SEÇTİLER BİLEMİYORUM
17/25 Aralık sürecinden sonra dernek üyeliğinden istifa ettiğini belirten Akan, “Bosiad isimli derneğe şu anda hayatta olmayan bir büyüğümün önersiyle üye oldum. Ancak faaliyetlerine katılmadım. 17/25 Aralık sürecinin ardından 26.05.2014 tarihinde dernekten istifa ettim. Ancak 21.06.2014 tarihinde derneğin yaptığı genel kurulda yedek üye seçilmişim. Ben genel kurula katılmadım. Üyesi olmadığım bir yere de beni nasıl seçtiler bilemiyorum” ifadelerini kullandı.
8 BANKADA HESABIM VAR
Bank Asya’da hesabım olduğu doğrudur. Ticaret yapan birisiyim. Benim toplam 8 bankada hesabım vardır. Bank Asya’da bulunan hesap içeriklerini gösterir bir tablo hazırladım. Bu tabloya bakıldığında hesabıma yatırılan senet karşılıklarının, kimlerden ve hangi ticari işlem nedneiyle yatırıldığı görülebilir. Hesabıma yatırılan miktarlarda ya aynı gün yada o hafta içerisinde zaten hesaptan çekilmiştir. Bankaya ait post cihazını da 2014 yılında iptal ettirdim.
Böyle bir örgütün aktif üyesi olduğum iddiasıyla yargılanıyor olmaktan utanıyorum. Hakkımda ki suçlamaları kabul etmiyorum. Suçsuzum. Beraatimi istiyorum.
Bayram Akman
Ben bahse konu yapıya ait o zamanki ismi SED daha sonradan FEM olan dershanelerinde temizlik görevlisi olarak çalıştım. Bu dönemde görevim temizlik ve devamsızlık yapan aileleri arayarak bilgilendirmektir. 2009 yılında emekli olarak ayrıldım. Ancak çalıştığım şirket tazminatımı vermedi. Bende alabilmek için sürekli gidiyordum. 2 yıl maddi sıkıntılarla uğraştım. Sonrasında dershanede yeniden işe başladım. 2016’ya kadar da çalıştım. Ben yapıya destek olmak için değil, ekmek parası kazanmak için çalıştım.
Dershanede çalıştığım için maaşım Bank Asya’ya yatıyordu. Bu hesabım haricinde başka hiçbir bankada hesabım yoktur. 2013 yılında oğlum 2015 yılında evleneceğini söyleyince, askeri ücretimden artan tasarruflarımı bankada hesabımda tuttum. Zaman zaman da banka çalışanlarının yönlendirmesiyle katılım hesabı açtırdım. Düğün tarihi yaklaştıkça da hesabımdan harcamalar yaptım.
Abant Çalışanlar Derneği’yle bir alakam yoktur. Derneğe 2006 yılında dershane müdürünün yönlendirmesiyle üye oldum. Üye formundaki bilgiler ve imza bana aittir. Bağış yaptığım söyleniyor. Benim maaşında, ekonomik zorluk çeken birinin bağış yapması mümkün değildir.
Zaman Gazetesi’ne de dershane idarecilerinin baskısıyla abone oldum. Kendi irademle değil, yöneticilerin yönlendirmesi ve baskısıyla abone oldum.
Çocuklarımın rızkını kazanmak, evime ekmek götürmekten başka bir amacım olmadı. Uzun süre ekmeğini yediğim kurumda her hangi bir terör faaliyetine şahit olmadım. 15 Temmuz gecesine kadar da böyle bir şeyden haberdar değildim. Suçsuzum. Beraatimi istiyorum.