FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü üyesi olduğu iddiasıyla yargılanan akademisyenlerin 3’üncü gün duruşmasında bir ilk yaşandı. AİBÜ’de 2011-2013 yılları arasında Öğrenci Konseyi Başkanlığı yapan ve daha sonra TIP Fakültesi’nde Yüksek Lisansa devam eden İlyas Taşkıran AİBÜ Öğrenci Konsey başkanlığını 2011 yılında Gülen cemaatinin desteğiyle kazandığını ve örgütün haberleşme programı üzerinden üniversite sorumlusu olduklarını düşündükleri 3 kişiyle mesajlaştığını açıkladı. Yargılanan akademisyenlerle ilgili bilgisi olmadığını ancak cemaatin AİBÜ’deki yapılanmasıyla ilgili bildiklerini anlattğını ve etklin pişmanlık yasasından faydalanmak istediğini açıkladı.
Haber: Hakan Aydın
Akademisyenlere yönelik yürütülen yargılamada ilk defa bir isim FTÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü’ne bir dönem üye olduğunu, örgütün talimatlarıyla hareket ettiğini hatta örgüt vasıtasıyla Öğrenci Konsey Başkanlığına 2011-2013 yılları arasında seçildiğini belirtti. Bu isim ise Bolu kamuoyunun özellikle 2011-2014 yılları arasında tanıdığı İlyas Taşkıran’dan başkası değildi.
Taşkıran, örgütün gerçek yüzünü görmeden önce bu örgütle hareket ettiğini, evlerinde kaldığın, örgütün tavsiyesi ve desteğiyle Konsey Başkanlığına seçildiğini, 2012 yılında örgütle arasının açıldığını, ancak 2014 konsey seçimlerinde Ak Parti’ye üye olmaması şartıyla yine desteklerini kazandığı açıkladı. Emniyet sorgusunda kendisine gösterilen 500’e yakın resimden tanığı kişileri teşhis ettiğini belirten Taşkıran, Bylock programını da adını bilmeden ama haberleşme amaçlı kullandığını açıkladı.
İddianemenin il etklin pişanlıktan yararlanan sanığı olan İlyaş Taşkıran’ın ilginç açıklamaları;
CEMAATLE OTOGARDA TANIŞTIM
2010 yılında üniversite sınavına girdim ve Bolu’yu kazandım. Bolu’ya gelirken 9 çocuğu olan babam, para gönderemeyeceğini söylemişti. Üniversite bursu ve ablamın göndereceği 200 lira olmak üzere toplam aylık gelirim 400 lira olacaktı. Bolu’ya geldiğimde otogarda bulunan standları gezerken, cemaatin yurdu ve evlerini öğrendim. Daha önceden duymuştum ama hiç ilgim yoktu.
EVLERİNDE KALMANIN 3 ŞARTI VARDI
Fiyatları çok uygundu. Evde kalmak için bir şart olup olmadığını sorduğumda, namaz kılmak, kitap okumak ve Kuran’ı Kerim okumak dediler. Zaten muhafazakar bir aileden geliyordum. Bunlar da bana çok uygun geldi evlerinde kalmaya başladım.
LİSE ÖĞRENCİLERİNE DERS VERDİM
İddianamede yapının iyi insan yetiştimek amacıyla yola çıktığı yazıyor. Bende iyi bir insan, iyi bir eğitim almak için yapının evlerinde kaldım. Evlerinde kalırken, benden zaman zaman gösterecekleri evlerde sayısal alanda öğrencilere dersler vermemi istediler. Bende bilgimin zekatı olur diyerek bu dersleri verdi.
ÖRGÜTÜN DESTEĞİ İLE ÖĞRENCİ KONSEYİ BAŞKANI SEÇİLDİM
2011 yılında adının Faruk olduğunu bildiğim, yapının üniversite sorumlusu olduğunu düşündüğüm kişi bana üniversitede Öğrenci Konseyliği seçimleri yapılacağını ve beni aday göstermek istediklerini söyledi. 2011 yılındaki seçimlerde örgütün desteği ile öğrenci konseyi başkanı seçildim. Beni neden seçtiklerini bilmiyorum. Görev tanımına baktım ve üniversite öğrencilerinin sorunlarıyla ilgilenmeye başladım. Üniversite kurulu bulunan öğrenci topluluklarıyla sosyalist, ülkücü, ataist ayrımı yapmadan iyi ilişkiler kurdum.
2012 YILINDA BENİM İTAATİMİ GÖZDEN GEÇİRDİLER
Görevim sırasında bir çok sosyal etkinlik gerçekleştirdim. Bu etkinliklerden birinde Faruk isimli şahıs benden iki otobüs istedi. Bende kendimce üniversitede bulunan öğrenci guruplarının sayılarına göre üye götüreceğimi söyledim. Ancak Faruk ısrarla ayarladığım iki otobüsü kendi örgüt üyelerine tahsis etmemi istedi. Bende bunun adaletli olmadığını söyledim. Bu nedenle 2012 yılında benim itaatimi ve cemaat içerisinde ki geleceğimi bu aşamada gözden geçirdiler.
İSTİFA ETMEK İSTEDİM
Bu aşamada destekleriyle seçildiğim Konsey başkanlığı’ndan istifa edebileceğimi, hatta istifa mektubu bunlara bırarak yanlarından ayrıldım. İsterlerse Rektörlüğe verebileceklerini söyledim. Ancak benim istifa etmem durumunda seçimlerin yenilenmesi lazımdı. Tekrar seçim ortamı olacaktı ve kutuplaşmanın başladığı dönemde bunu istemediler. Bende görevime devam ettim.
EVİMİ AYIRDIM
Bu aşamadan sonra bana soğuk davranmaya başladılar. Ben de 2012 yılında onların evlerinde ayrılarak 2 arkadaşımla birlikte kendime ev tuttum. O dönemde başka bir ilişkimiz olmadı.
ÜLKÜCÜLERLE ANLAŞMIŞTIM
Bir sonraki öğrenci konseyi başkanlığı seçimlerinin yapıldığı 2014 yılında tekrar aday olmak istedim. Üniversitedeki kalabalık öğrenci grupları ile görüşmeye başladım. İlk olarak ülkücülerle görüştüm onlar bana destek vereceklerini söyledi. Tek şartları Başkan Yardımcılığı oldu. Bende uygun görmüştüm.
ÖRGÜT İKİNCİ SEÇİMDEDE BENİ DESTEKLEDİ
Mart-Nisan 2014 gibi Faruk benimle görüşmek istedi. Ancak ben onla tartıştığım için yine aynı yapının üniversite sorumlulularından Mutlu diye bildiğim şahısla ‘Doruk Akademi’ diye bilinen yerde görüştüm. Onlar kendi adaylarını belirlemişti. 1-2 görüşmeden sonra çevreminde geniş olması ve kazanma ihtimalim yüksek olması nedeniyle beni destekleyeceklerini belirttiler.
BİR TEK İSTEKLERİ VARDI; AK PARTİ’YE ÜYE OLMAMAM
Daha önceki görüşmelerde yapının üniversitedeki kendine bağlı öğrenci sayısını 3 bin olarak söylemişti. Benim de işime geldi. Yalnız benden bir tek istekleri vardı; Ak Parti’ye üye olmamam. Zaten Öğrenci Konsey Başkanları her hangi bir siyasi partiye olamazlar. Kanunen yasaktır.
TELEFONUMA BYLOCK YÜKLEDİLER
Bu aşamadan sonra Faruk benimle görüşmek üzere telefonuma bir uygulama yükledi ve buradan haberleşmemizi istedi. Ben o uygulamanın ne olduğunu bilmiyordum. O dönemde akıllı telefonu yeni almıştım. Sadece bir tane mesajlaşma uygulaması kullanıyordum. O dönemde her öğrenci grubu kendisini diğerlerinden ayrı tutmak adına farklı mesajlaşma uygulamaları kullanıyordu. Ben de o tür bir şey olduğunu sandım.
BYLOCK ÜZERİNDEN 3 KİŞİ İLE GÖRÜŞTÜM
Daha sonra Faruk, Mutlu ve Faruk’un beni tanıştırdığı Halit isimli şahıslarla bu program üzerinden mesajlaşmalarımız oldu. Ben bu programın ByLock olduğunu bilmiyordum. İlerleyen bir dönemde Halit kullandığımız programın ‘patladığını’ söyleyerek telefonumdan sildi. Daha sonra kendi telefonundan benimkine gönderdiği uygulamayı yeniden kurdu. Ben o uygulamanın ne için kullanıldığını bilmiyordum.
500 KİŞİYİ DEŞİFRE ETTİM
Emniyet sorgumda 9 saat ifade verdim. Bana gösterilen yaklaşık 500 fotoğraftan tanıdığım örgüt üyelerini emniyet güçlerine söyledim. Şuanda salonda bulunan akademisyenlerin bazılarını hocam olmaları nedeniyle tanıyorum. Ancak örgütle bir alakaları olup olmadığını bilmiyorum. Bilsem zaten yaklaşık 500 kişiyi deşifre etmişim. Bu salondakileri de ederdim. Ancak ben öğrenci, salondakiler hocadır. O dönem benle muhatap olmaları düşünülemez.
DÜĞÜN BORÇLARIMINDAN KAÇAMAM
Gözlatına alındığın dönemde nişanlıydım. Ancak şu anda evliyim. Örgütle ilgili bildiğim herşeyi tüm samimiyetimle anlattım. Etkin pişmanlıktan yararlanmak için başvurdum. Adaletten kaçsam, düğün borçlarımından kaçamam. Bu nedenle tahliyemi ve beraatimi istiyorum.
Etkin pişmanlık yasasından faydalanmak için tanıdığım kişileri söyledim. Gerekli bilgileri de verdim. Suçsuzum tahliyemi ve beraatimi talep ediyorum.