İzzet Baysal Devlet Hastanesi Köroğlu Ünitesi’nde yapılan cerrahi müdahalede 45 yaşındaki kadın hastanın safra kesesinden 157 adet taş çıkarıldı. Bu başarılı cerrahi müdahaleyi gerçekleştiren Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Rıdvan Çakmaz, safra kesesi taşı konusunda önemli bir uyarıda bulunarak, “40 yaş üzeri herkes, özellikle kadınlar, obezite sorunu yaşayanlar ve sarışınlar risk grubunda” dedi.
Bolu İli Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği çatısı altındaki sağlık kuruluşları başarılı çalışmalarla adından söz ettirmeyi sürdürüyor. İzzet Baysal Devlet Hastanesi yine önemli bir cerrahi operasyonla gündeme geldi.
İzzet Baysal Devlet Hastanesi Köroğlu Ünitesi’nde Genel Cerrahi Polikliniği’ne şiddetli karın ağrısı şikâyetleriyle başvuran 45 yaşındaki kadın hastada yapılan tetkiklerde safra kesesi taşı tespit edildi. Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Rıdvan Çakmaz, tarafından yapılan cerrahi müdahale de hastanın safra kesesinden tam 157 adet taş çıkarıldı.
HASTANIN SAFRA KESESİNDEN ŞEKİLLERİ DİĞERLERİNDEN FARKLI 157 ADET TAŞ ÇIKTI
Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Rıdvan Çakmaz, tıp literatüründe nadir görülen bu durum hakkında yaptığı açıklamada, şunları söyledi: “Şiddetli karın ağrısı ataklarıyla polikliniğimize başvurmuş bir hastamızda, yapılan tetkikler sayesinde, safra kesesinde taş tespit ettik. Hastamızın onayının ardından cerrahi müdahale de bulunduk. Ultrason çekimlerinde sayısı belirsiz şekilde safra kesesi taşı tespit etmiştik ama cerrahi müdahale esnasında karşılaştığımız durum ameliyathanedeki tüm sağlık personelimizi şaşkına çevirdi. Normalde safra kesesi müdahalelerinde 2,3 ya da 4 taşla karşılaşırız. 45 yaşındaki bu bayan hastamızın safra kesesinden tam 157 adet taş çıktı. 10 yılı aşan meslek hayatımda böylesi bir durumla ilk kez karşılaştım. Çevremdeki meslektaşlarımla da bu durumu paylaştığımda onlarda büyük şaşkınlık yaşadılar. Safra kesesinde bu denli çok sayıda taş bulunan bir hastanın pankreas iltihabı yaşamamasının oldukça şanslı bir durum olduğunu belirtmemiz lazım.”
SAFRA KESESİ TAŞININ BELİRTİLERİ NELERDİR?
Uz. Dr. Çakmaz, açıklamalarının devamında, Bolu’da son dönemde safra kesesi şikâyetlerinde bir artış söz konusu olduğunu belirterek, safra kesesi taşına genetik faktörlerin yanı sıra çevresel faktörlerinde yol açtığını söyledi. Yağlı besin tüketiminin çevresel faktörlerin başında yer aldığını ifade eden Çakmaz, hastalığın belirtileri hakkında, “Safra kesesi taşları genellikle, sağ kaburga kemiği altında şiddetli ağrıyla kendini gösterir. Bu şikâyetlere bazen bulantı ve kusma da eşlik edebilir. Hatta sarılığın baş gösterdiği belirtilerde olabilir” bilgisini verdi.
HASTANIN SAFRA KESESİ TAŞI SORUNUNDAN KURTULMASININ TEK YOLU CERRAHİ MÜDAHALE
Uz. Dr. Çakmaz, safra kesesinde taş nedeniyle şikayetleri tespit edilen hastaların sağlık sorunlarından kurtulmasının tek yönteminin cerrahi müdahale olduğunu belirterek, şöyle konuştu: “Safra kesesi taşlarını kimi zaman böbrek taşlarında olduğu gibi doğal yöntemlerle düşürme imkânı bulunmuyor. Böbrek taşları idrarla atılabilir ya da mesaneye düşebilir. Bu gibi durumlarda hasta şikâyetlerinden kurtulabilir. Ancak safra kesesi taşlarında durum böyle değil. Safra kesesi taşları düştüğünde pankreasla ortak kullandığı kanala düşüyor. Bu durum pankreas iltihabına ve pankreas nekrozuna yol açabildiği için hastanın ölümüne varan sorunlara yol açabilir. Olası bu durumun önüne geçmek için safra kesesi taşlarına cerrahi müdahale de bulunuyoruz. Hem daha kısa sürede iyileşebilmeleri, hem de sonrasında ağrılarının fazla olmaması için cerrahi müdahalelerin yüzde 99’unu kapalı yöntem ameliyatla gerçekleştiriyoruz. Kapalı ameliyatlarda, hastanın karın bölgesine boydan boya kesi atmak yerine üç ayrı noktadan delik açılıyor. Ameliyatta sadece safra kesesi taşlarını almak mümkün değil, bu nedenle içinde taşı barındıran safra kesesinin tamamını bu üç delik vasıtasıyla hastadan alıyoruz.”
SAFRA KESESİ ALINAN HASTA KISA SÜREDE SAĞLIĞINA KAVUŞABİLİYOR
Uz. Dr. Çakmaz, taş nedeniyle safra kesesi alınan hastanın sonraki yaşamında bu nedenle bir sorunla karşı karşıya kalmayacağını ifade ederek, “Safra kesesi aslında bir depo organdır. Yani yağların ve yağda eriyen vitaminlerin sindirimini sağlamak için depo görevi görür. Normal de karaciğer organı da safra salgısı salgılıyor ama yetmediği durumlarda safra içerisindeki salgı vücuda salınır. Bu sayede yağlı yiyecekleri daha rahat tüketebiliyoruz. Safra kesesi alınan hastalarda 1-2 ay süreli hazımsızlık ve şişkinlik şikâyetleri oluyor ama vücut daha sonra kendisini toplayabiliyor ve yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürebiliyor” diye konuştu.
40 YAŞ ÜZERİ HERKES, KADINLAR, OBEZİTE HASTALARI VE SARIŞINLAR RİSK ALTINDA
Açıklamaları devamında, safra kesesi taşı oluşumu hakkında önemli açıklamalarda bulunan Çakmaz, “Tıp literatüründe safra kesesi rahatsızlıklarında risk grubunu anlatan 4 F gurubu var. Bunlar; Fair, Fourty (40), Female (kadın), Fatty (yağlı). Yani 40 yaş üzeri herkes safra kesesi taşı rahatsızlıklarında risk grubunu oluşturuyor. Özellikle obezite hastaları, kadınlar ve bilimsel araştırmalara göre sarışınlar bir başka riskli grup. Vücut ne kadar yağlı olursa, taş üretmesi de o kadar kolay oluyor” biçiminde konuştu.