Seçimlere 1 ay kala il başkanlığı görevine atanan ve başkanlığı sürecinde ülkede yaşanan tarihi olayların hepsine bizzat tanıklık eden, yaşanan süreçte evinin yolunu unutan, tüm bunlara rağmen çalışmaktan hiç yılmayan, halkın gönlünü kısa sürede kazanmasını bilen Nurettin Doğanay’a herşeyi açık açık sorduk. Oda açık açık tüm sorularımıza yanıt verdi. İşte o röportaj…
İl başkalığına atanma sürecini anlatır mısınız ?
Yüksel Coşkunyürek’le birlikte il yönetiminde bulunuyordum. İl yönetiminde bulunurken de Siyasi ve Hukuki İşler Başkanı olarak görev yapıyordum. Hatta ve hatta Yüksel Coşkunyürek aday adaylığını açıkladığında ‘ben il başkanı olmak istemiyorum’ diye gazetelere demeç verdim. Sebeplerinden biri de şu idi; ben daha öncede birkaç kez Siyasi ve Hukuki İşler Başkanlığı yaptım artık yeni arkadaşlar gelsin yeni yüzler olsun gelsin diye düşündüm. Sonrada arkadaşlarımdan helallik istedim, önce genel merkeze gidip ben hacca gidiyorum diye bilgi verdim. Açıkçası ben hacda iken buraya da bir il başkanı atanır düşüncesi bende hakimdi. Geldiğimde burada herhangi bir atama olmamış hatta geldiğimin ertesi günü sabahleyin milletvekili aday adaylarının tanıtım programı vardı. Direk oraya geldim katıldım. Seçime 1 aylık bir süre vardı. İl yönetim arkadaşlarımla birlikte evimize köyümüze gitmeden yoğun bir çalışma ortamına girdik. Bu süreçte doğru işler yaptığımızı düşünüyorum. Eksikliklerimiz var mıdır. Mutlaka vardır.
Özeleştiri yaptığınızda 3 milletvekili çıkarmak için neler yapabilirdiniz ?
120 bin 500 oy aldık. Bu ay AK Partinin kurulduğu günden bu yana aldığı rekor oydur. Bunu bir kenara koyduk. Ama biz orada bin oy daha alabilir miydik ? Düşünüyorum alabilirdik. Merkezde çok yoğun bir çalışma yaptık. Ciddi bir özeleştiri yapacak olursak bugün ki itibarla baktığım zaman gider Mudurnu’da kendim ve milletvekili arkadaşlarımla birlikte Mudurnu’da 3 – 4 gün kalır bir çalışma yapardım. Sadece Mengen’de bir 3 – 4 gün çalışma yapabilirdim. Ne bileyim Kıbrısçık’ta yapabilirdim. Bu bin oy dönebilecek bir oy. Ama taktirin önüne de kaderin önüne de geçemiyorsunuz. Bolu halkının taktiridir ona da saygı duyuyoruz.
Çok sıkıntılı bir dönemde il başkanlığı yaptınız. Neler söyleyeceksiniz ?
Tabiri caizse il başkanı olduğumdan bu yana pek bir başımızı kaldıramadık. Sürekli bir şeyler oldu. Darbe girişimi kalkışması, Başbakanımızın değişmesi ve bu süreçte ki kongre. Burada AK Parti binamızın kurşunlanması ve gibi bir sürü şey. Yani zor bir süreçti. Ben ve arkadaşlarım bu sürecin altından kalkmak için gece gündüz uyumadık. Çok zorluklar çektik mi eve çok zorluklar çektik. O 27 günlük süreci bir ben bilirim birde Allah bilir. 27 gün boyunca buradan sabah namazını kılıp ayrıldık. İlk kalkışmanın olduğu anlarda evimdeydim. O anları düşündüğümde rabbim bir daha yaşatmasın diyorum. Biz davamıza sahip çıkmak zorundayız. Bu dava Recep Tayyip Erdoğan’ın davasıdır. Bu davanın peşinde koşan herkes bir defa bunun için koşuyor. Bu davanın içerisinde hiç kimse kendini kaf dağında falan görmesin. Başta şahsım olarak ta söylüyorum. Ak Parti varsa biz varız. AK Parti yoksa bizde yokuz. Yoksa beni kim tanır. AK Parti davamızdan dolayı, hizmetimizden dolayı, burada bulunmamızdan dolayı insanlar bizi tanımıştır. Yani bu davaya şahsi beklentiler noktasından bakarak ve bu şekilde hareket etmek hiçbir zaman hiçbir şekilde doğru olmaz. Ben yarın adına hiçbir hesap yaparak bunları konuşmuyorum. Hiçbir şekilde hiçbir hesabın peşinde değilim. İnandığım tek bir şey var. Kaderimizde ne varsa onu yaşayacağız. Alın yazımızda ne varsa onu yaşayacağız.
Bolu’da sevilen bir bir il başkanı oldunuz. Bunu neye bağlıyorsunuz ?
Ben AK Parti İl Başkanıyım. AK parti il başkanına yakışır bir şekilde hareket etme zorunluluğum var. Vatandaşın karşısına gittiğimiz zaman bazen bir insan için çok fazla bir şey yapmanıza gerek kalmıyor. Sadece şöyle samimice dokunmak karşıda ki insanı mutlu ediyor. Mütevazi olmak mütevaziliği elden bırakmamak bunlar hepsi önemli şeyler. Bunlara dikkat etmeye çalışıyorum. En fazla dikkat ettiğim konu şudur. İnsanları sevmek, onlara saygı göstermek, değer vermek. Bileceksiniz ki bu insan AK Partili değil. Olmayabilir ama onu o haliyle seveceksiniz. Kutuplaştırarak siyaset yapmak çok doğru bir davranış değil. Çünkü geçmişe baktığınız zaman ne çektiysek bu kutuplaşmalardan çekmişiz. CHP’ye gidiyoruz ziyaret ediyoruz, MHP’ye gidiyoruz ziyaret ediyoruz. Bolu’da yaşıyoruz. Küçük bir şehirde yaşıyoruz. AK Parti il başkanlığının kapısı herkese açık. Bu kapıdan herkes girebilir. Herkesin başımın üstünde yeri vardır. Bolu genelinde yüzde 64 oy oranımız var. Siyasi görüşü her ne olursa olsun toplumun tüm bireylerine saygı duyuyorum. Aslında siyaseti çok bilmeye gerek yok. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın hayatına şöyle bakın. Sokakta insanlara nasıl davrandığına bakın onun izlediği yolu izlersen siyasette başarılı olamama gibi bir durumun olmaz.
Bolu’da yapılan FETÖ operasyonları ile ilgili ne düşünüyorsunuz. Bu sürecin neresinde yer alıyorsunuz ?
Bu kalkışma sürecinden sonra doğal olarak farklı bir sürece girdik. İktidar partisinin il başkanı olarak doğal olarak bu sürecin içerisinde olma zorunluluğum var. İlk günden bu yana söylediğim bir şey var ve söylemeye de devam edeceğim. Öncelikle biz hukuka güvenmek zorundayız. O anlamda görev yapan arkadaşlara daha çok sahip çıkmak zorundayız. Netice olarak onlarda insan. Öyle tahmin ediyorum ki hiç biri izin dahi kullanmamıştır. Ama şunu söylüyorum bu işin bir miladi bir tarihi var. 17 – 25 Aralık öncesi ve sonrası var. Onları farklı dilimlere ayırarak hareket etmek lazım. Ama bunlarla birlikte hareket eden, bunlarla birlikte hareket etmiş olan 17 – 25 Aralık sonrasında bunlarla aynı yolda yürüyen herkes bunun hesabını verecek ve vermek zorunda. Ama böyle bir süreçte çok fazla iftiranın yaşandığı çok fazla iftiraların atıldığı bir süreçten de geçiyoruz. Bunlara da dikkat etmek zorundayız. Nefsi davranmamak zorundayız. Vicdani ve kalbi düşünmek zorundayız. Eğer ki şahsi duygu ve düşüncelerimizi ön plana alarak hareket edersek yarın mahşerde yüce rabbim bunun hesabını bizden sorar. Bolu’da bu sürecin genel hatlarıyla doğru yürüdüğü kanısı bende hakim. Eksikler var mıdır vardır. Eksik aramaya kalkarsak bir sürü hata buluruz. Çok ciddi anlamda iftira boyutları var. Bazen böyle baktığınızda sizin çok güvendiğiniz adam sandığınız insanların bile arkanızdan ne denli iftiralar attığını görüyoruz. Şahit oluyoruz.
AK Parti teşkilatı referanduma hazır mı ?
AK Parti teşkilatları 14 senedir milletin huzuruna çıkmaktan milletin huzurunda divana durmaktan hiç çekinmedi. Daha doğrusu sandıktan korkan bir teşkilat hiçbir zaman olmadık. Bu defa da yine korkmuyoruz. Korkmamızın sebebi şu milletimiz ‘evet’ derse de başımız üstüne milletimiz ‘hayır’ derse de başımızın üstüne. Bizim kalbimizden ve gönlümüzden geçen ülkemizin ve milletimizin geleceği için çocuklarımızın istiklali ve istikbali için ‘evet’ çıkması taraftarıyım. Onun için milletimize güveniyoruz. Milletimizde bizi hiç mahcup etmedi. AK Parti teşkilatları ve kadroları dimdik ayakta bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Yarın referandum var deseler sahadayız.
Açık ve net olarak siyasetten beklentiniz nedir ?
Nurettin Doğanay Bolunun Gerede ilçesi Göynükören köyünden gelmiş, Bolu’da ticaretle uğraşan birisidir. Rabbime binlerce defa hamd olsun yarın çocuklarıma anlatacağım hikayelerim var. Bugün itibari ile iktidar partisinin Bolu’da ki İl Başkanlığı görevini yürütüyorum. Kurucusunun Cumhurbaşkanı olduğu onun davasına hizmet eden bir il başkanı olarak hizmet ediyorum. Şu an benim amacım il başkanlığı görevini layıkıyla yerine getirmek. Bunun için inanın tüm gücümle tüm samimiyetimle hizmet etmeye çalışıyorum. Yarınlar insana ne getirir ne götürür bunu sadece yüce rabbim biliyor. Kaderimde benim için hayırlı bir şey varsa olsun. Benim için hayırsız olan bir şey varsa da zaten olmasın. Bulunduğunuz mevki ve makamlarda bugün itibari ile eğer il başkanlığını elime yüzüme bulaştıran bir yapı içeresinde olacaksam. İnsanların arkamdan lanet okuyacağı bir il başkanlığı görevi yürüteceksem hiç yürütmeyeyim. Hiçbir makam ve hiçbir mevkide de zinhar bulunmayayım. Ama siyasetin içeresindeyiz. Yarın ne olur bunu bende bilemem. Yarınlar adına hesap kitap yapmak doğru değil. Çünkü hesap yaparsanız hata yaparsınız. Ben hesapsız siyaset yapanlardanım. Çok hesap yapanlar gördüm ama evde ki hesabın çarşıya uymadığına hep tanıklık ettim. Benim bugün görevim il başkanlığı ve bunu en iyi şekilde yapmaya çalışıyorum. Çok uzun süreli siyaset yapmayı düşünmüyorum. Önemli olan gök kubbede hoş bir seda bırakmak.