Odunluğu atölyeye çevirdi

Odunluğu atölyeye çevirdi
Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit
A- A+ Paylaş

Bolu'da ailesiyle yaşayan 20 yaşındaki Eren İsmail Başaran, atölyesinde ürettiği minyatürlerinin satışından elde ettiği gelirle aslına uygun geleneksel ok ve yaylar yaparak ata sporunun bilinirliğinin artmasına katkıda bulunmak istiyor.

Lise eğitimini tamamladıktan sonra at çiftliğinde çalışmaya başlayan Başaran, yaklaşık 5 yıl önce sosyal medyada takip ettiği sitelerden etkilenerek okçuluğa merak sardı.

Okçuluğa başlayan Başaran, kendi ekipmanlarını yapmak için evlerinin yanındaki odunluğu atölyeye çevirdi.

Temin ettiği akçaağaç, inek siniri ve manda boynuzundan geleneksel yay ve ok üretimine başlayan Başaran, bu faaliyetinin uzun, zahmetli ve maliyetli olması nedeniyle ekipmanların minyatürlerini yapmaya yöneldi. Başaran, üç günde tamamladığı ok ve yay takımlarını internet üzerinden satışa sunuyor.

Okçuluk tutkunu Başaran, boş zamanlarında ürettiği minyatürlerinin satışından elde ettiği gelirle aslına uygun geleneksel ok ve yaylar yapmayı hedefliyor.

- "Aynı malzemelerle ekipmanların minyatürünü yapıyorum"

Eren İsmail Başaran, lise yıllarından itibaren okçuluğa ilgi duyduğunu söyledi.

Sosyal medyada takip ettiği sitelerden etkilenerek okçuluk sporuna başladığını belirten Başaran, "Okçuluk ekipmanları üzerine başladım. Kendime yapıyordum, ileri düzeyde yaptığımı düşünmediğim için satmadım. Sürekli kendime yaptım ve kendim kullandım." dedi.

Başaran, yaşadığı bazı zorluklar nedeniyle bir süre sonra minyatür ok ve yay yapımına yöneldiğini dile getirerek, şöyle devam etti:

"Osmanlı zamanındaki aynı malzemeleri kullanarak yay yapmaya çalışıyorum. Kullandığım malzemeler, akçaağaç, manda boynuzu, sinir, doğal tutkal ve kemik. Ateşli silahların kullanılmaya başlanmasıyla okçuluk geri planda kalıyor. Usta-çırak ilişkisi bittikten sonra da bu konu hakkında eksiklikler ve sıkıntılar yaşanıyor. Günümüzde müzelerde bulunan orijinal ok ve yayları inceleyerek gözlem ve deneme gibi yöntemlerle Osmanlı'da kullanılanlar gibi ok ve yaylar yapmaya çalışıyorum." diye konuştu.

Aslına uygun yay ve ok yapım sürecinin meşakkatli olduğunu ve uzun sürdüğünü dile getiren Başaran, "Bir yayın yapımı en az 1,5 yıl. Bu süre sonunda yayın kırılıp emeğinizin zayi olma ihtimali de var. Bu şekilde tecrübe kazanıyorum. Organik yaya maddiyat gerektiği için minyatürlerini yaparak buradan elde ettiğim geliri yine organik yay yapımına harcıyorum." ifadelerini kullandı.

Başaran, minyatür okçuluk ekipmanlarını orijinaliyle aynı malzemelerle boyutlarını küçülterek yaptığını belirterek, "Bunlar işlevsiz ama görsel açıdan aslıyla aynı. Bir takımın yapımı ortalama üç gün sürüyor." dedi.

Mancınık, kılıç gibi aletlerin de minyatürlerini yaptığını kaydeden Başaran, "Bunlar eskiden kullanılmış ve çok büyük önem arz ediyor. Atalarımızın kullandığı bu eşyaları kültürel açıdan değerli gördüğüm için minyatürlerini yapıyorum." şeklinde konuştu.

Reklam
Yorum yazın
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.