İŞTE SİNAN SEYMEN'İN O AÇIKLAMASI AÇIKLAMASI
Geçtiğimiz günlerde İlimiz kamuoyunda şahsım ,iş arkadaşlarım ve mensubu olduğum siyasi görüş hedef gösterilerek ; bu güne kadar YANLIŞLIKLARLA mücadele etme gayretimiz kırılmak istenmiştir.
Unutulmaması gereken en temel konu, yaşadığımız şehrin DEPREM bölgesi olması ve yakın tarihte hiç istenilmeyen acı faturaları ödemiş olmamızdır.
Deprem gerçeği kapımızın eşiğinde dururken , bazı müteahhit arkadaşlarımızın (hepsini kastetmiyoruz) üç beş kuruş kar edecekler diye hatalarına göz yumma talepleri, vatandaşımıza karşı olan sorumluluğumuzu yok saymak anlamına gelmektedir.
Bu güne kadar bazıları tarafından “bizi yokuşa sürüyor“ feryatların altında ki gerçek “görmezden gel“ anlamını taşımaktadır.
Bizim görevimiz müteahhit firmanın almış olduğu demir ve betonu standartlarımıza uygunluğunu denetlemektir.
Ve hizmet bedellerimizi ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde, hizmet verdiğimiz yapı denetim firmalarından almaktayız. Müteahhit firmalarla herhangi bir ticari ilişkimiz yoktur.
İnşaat sektöründe faaliyet gösteren müteahhitler çok iyi bilirler ki devam eden bir inşaatı durdurma yetkisi bize ait olmadığı gibi bu konuda bir dahlimizin bulunması da söz konusu değildir. Bir inşaat durdurulmuş ise bunun ana sebebi o inşaatın yasa ve yönetmeliklere uygun yapılmaması sebebiyle ilgili merciler tarafından durdurulmuş olmasıdır. Ya da inşaatı yapan müteahhit ekonomik sebeplerle inşaatını durdurmak zorunda kalmıştır.
Servis edilen bazı fotoğraflara dikkatli bakan bir göz, iddia edildiği gibi “inşaatımızı durdurdu “ söyleminin yalan olduğunu anlayabilir. Zira kalıp imalatının henüz bitmediği dolayısı ile beton dökümünün de yapılamayacağı görülmektedir.
Denetim mekanizmasında çalışan bizler görevimizi yapmaz ya da görev yapmamız engellenirse sonuçları son yaşadığımız depremde olduğu gibi çok ağır olmaktadır. Biz 1 m3 bile olsa kusurlu beton kullanılmasını engellemez isek sonuç o binanın depremde yıkılıp içinde yaşayanların enkaz altında kalarak can vermelerine kadar gitmektedir. Yaptığımız işin önemini görmezden gelir isek vebalinin ne olduğunu çok iyi bilmekteyiz.
Hiçbir inşaat firması sahibiyle de kişisel bir husumetimiz olamaz . Bütün çabamız 1999 yılında deprem afetine maruz kalan Bolu’muzun Hatay ve diğer 11 il gibi olmamasıdır.
Gücüm yettiğince tüm halkımızın güvenli binalarda yaşaması adına kararlılıkla yasal yükümlülüklerin yerine getirilmesi ve kanun ve yönetmeliklere uygun binalar yapılması adına mücadele edeceğimin ve bedeli ne olursa olsun yanlışların karşısında duracağımın bilinmesini isterim.
Bu süreçte BİMDER adı altında faaliyet gösteren BOLU İNŞAAT MÜTEAHHİTLERİ DERNEĞİ’nin konunun tamamen uzağında, yaklaşan yerel seçimleri de bahane ederek, mensubu olduğum parti adına algı oluşturma çabasını kabul etmem ve 20 yılı aşkın süredir mensubu olduğum ve çeşitli görevlerde bulunduğum partime leke getirmem söz konusu değildir.
Bu sebeple BİMDER’in ve sosyal medyadaki bazı mecraların açıklamalarında olduğu gibi partimden ihraç edilmem ve istifa ettirilmem söz konusu değildir. Fakat bu süreçte yanlış mülahazalarla partimin yıpranmaması için kendi irademle bu mesele hukuk önünde sonuçlanıncaya kadar partimden istifa ettim.
Kamuoyuna saygıyla arz olunur.