TÜBİTAK COVID-19 Türkiye Platformu tarafından yürütülen ilaç projesinde, etkili olan moleküllerden birinin hasta denemeleri için başvuru yapıldı.
Türkiye'nin alanında en başarılı bilim insanları, TÜBİTAK COVID-19 Türkiye platformu çatısı altında önemli bir başarıya imza attı.
Virüsün etkisini azaltacak ilaç çalışmalarını yürüten ekip, etkili moleküller tespit etti. Bu moleküllerden biri için de hasta denemeleri başvurusu yapıldı.
Peki bu çalışma nasıl yürütüldü, ilaç mücadelede ne gibi avantajlar sağlayacak ve son zamanlarda gündemden düşmeyen mutasyon konusu ilaç çalışmalarını nasıl etkileyecek?
İşte cevaplar...
5 molekülün COVID-19'a karşı etkili olduğu raporlandı
İlaç çalışmalarını yürüten Ankara Üniversitesi Kök Hücre Enstitüsü Öğretim Görevlisi Dr. Mehmet Altay Ünal, TÜBİTAK'ın COVID-19’a yönelik ilaç çalışmaları hakkında yaptığı çağrı üzerine başvuruda bulunduklarını ve ekip olarak projelerinin kabul edildiğini söyledi.
Kök Hücre Enstitüsü’ndeki çalışmalara bir yıldır devam eden ekip, 7 bin 500 tane tanımlanmış ilaç molekülü üzerinde çalışarak, bunların hangisinin COVID-19’a karşı etkili olabileceğini araştırdı.
Tüm bu moleküller için bilgisayar simülaysonları yapıldı ve daha sonra laboratuvar çalışmalarına başlandı. Umut veren moleküller ve virüsün üzerinde, hem laboratuvar çalışmaları hem de hayvan denemeleri tamamlandı. Bunlardan 5 molekülün COVID-19'a karşı etkili olduğu raporlandı.
Hasta denemeleri için başvuru yapıldı
Laboratuvar çalışmalarında, Ribavirin molekülünün virüse karşı etkili olduğu ve ilacın organizmada COVID-19 etkilerini azalttığına dair bulgulara ulaşıldığını söyleyen Ünal, geçtiğimiz hafta bu molekülün hastalar üzerindeki denenmesi için başvuru yapıldığını açıkladı.
Diğer moleküller için de verileri toplama aşamasında olan ve klinik faz çalışması başvurularını yapacak ekip, bu ilaçlardan en az birinin hastalar üzerinde etkili olup COVID-19'la mücadeleye büyük katkı sağlayacağını ümit ediyor.
Tamamen yerli ve milli imkanlarla üretiliyor
Ribavirin molekülünün dışında iki molekül için de kriterler sağlanırsa onlar için de başvuru yapılacak ve bu çalışmalar tamamlanıca bir üst aşamaya geçilecek.
Bilimsel veriler sonucu molekülün etkinliği kanıtlanırsa hızlı kullanım olayına girilebileceğini ve ülke genelinde üretime geçileceğini söyleyen Ünal, " Burada kritik nokta, bu ilaçların yerli ve milli olanaklarla üretilebiliyor olması. İlaçların hiçbirinde arz güvenliği, üretim güvenliği gibi bir problem bulunmuyor. Hepsi kendi imkanlarımızla üretilebilecek ilaçlar. İlaç sanayisi ülkemizde çok gelişmiş durumda." dedi.
Kadın ağırlıklı çalışma grubu
Çalışmaların nasıl yürütüldüğü hakkında bilgi veren Ünal, "Virüsün vücudumuza girerken izlediği yolları tıkamaya yönelik çalışmalar yapıyoruz. Biz bu yolları nasıl durdurabilirizin cevabını arıyoruz. Bu cevabı veren moleküller, yüksek güvenlikli laboratuvar ortamında incelemeye alınıyor. Bu inceleme sonunda etkili olan moleküller hayvan denemelerinde kullanılıyor. Hayvanlar üzerinde de başarıya ulaşıldığında kilinik aşamaya geçiyoruz. Bu uzun ve pahalı bir süreç." dedi.
Pandemi başladığında TÜBİTAK'ın çok hızlı bir şekilde hem insan hem alt yapı hem de cihaz gücünü güzel bir şekilde organize ettiğini söyleyen Ünal, projede kadın ağırlıklı bir ekibin yer aldığına dikkat çekti:
"Bizim projemizde yaklaşık 12 üniversiteden 37 araştırmacı var. Kadın ağırlıklı bir çalışma grubuyuz. Bunun dışında TÜBİTAK’ın çok özel bir istihdam çalışması oldu. STAR Burs (Stajyer Araştırmacı Programı) programını başlattı.
STAR bursiyeleri projedeki sürece çok büyük katkı sağladı. Bursiyer arkadaşlarımızdan ikisi, yüksek güvenlikli laboratuvarlarda hayvan çalışmalarımızı yürütüyor. Çok kritik noktalarda çok kritik görevler üstleniyorlar. Projemizi başarıya ulaştırmada çok etkisi olan arkadaşlar."
Virüs mutasyonu ilaç çalışmalarını etkileyecek mi?
Ankara Üniversitesi Kök Hücre Enstitüsü’nde Öğretim Görevlisi olan Doktor Ceylan Verda Bitirim, çalışmalarda COVID-19 üzerindeki etken maddelerin yanı sıra, virüsün hücrelere girerken hangi mekanizmaları, hangi yolları kullandığını tespit etmeye çalıştıklarını söyledi.
COVID-19'un vücuda hangi moleküler mekanizmalar üzerinden giriş yaptığını ve tahribatını tespit ederek etken maddelerin bu mekanizmaları nasıl durduruğunu gözlemlemek, uzun vadede çok daha fazla katkı sağlayacak diyen Bitirim, mutasyonun ilaç çalışmaları üzerindeki etkisi olmayacağını söyledi.
"İlaç çalışmaları aşı çalışmalarından farklı. Mutasyon konusu ilaç çalışmalarını etkileyen bir olay değil. Çünkü virüs mutasyona uğrasa da uğramasa da vücudumuza girerek hücrelere nüfus ediyor ve tahribata başlıyor. Ancak ilacın önemi mutasyona uğrayan ya da uğramayan virüsün bu girişini durdurmak. Bu nedenle mutasyon bizim için herhangi bir kıstas oluşturmuyor ve ilaç çalışmalarının önemli olduğunu düşünüyoruz. Biz aslında bu virüsün vücuda nasıl girdiğini biliyoruz ama yarattığı tahribatı nasıl engelleyeceğimiz yada girişini nasıl durduracağımızı bilmiyoruz. Ekip olarak yaptığımız şey aslında bu örtüyü kaldırmak."
Mutasyon konusunun, aşı çalışmalarını bir miktar zorlaştıran bir engel olduğunu söyleyen Bitirim'e göre, geniş spektrumlu bir ilaç bulunması, ister COVID-19 ister COVID-20 olsun, virüsün girişini ve içerdeki tahribatını durdurabilecek ve daha geniş vadede kolaylık sağlayacak.