Kızamık, çiçek, difteri, çocuk felci gibi salgın hastalıkların aşılar sayesinde azaldığını söyleyen Bolu Fatma Hatun Hastanesi doktorlarından, Dahiliğe Uzmanı Dr. Necati Çatakoğlu, herkesin koronavirüs aşısı yaptırması gerektiğinin altını çizerek, aşıların bir çok salgın hastalığı sonlandırmakta en büyük etken olduğunu söyledi. Çatakoğlu Türkiye’de yeni uygulanmaya başlanan koronavirüs aşısıyla ilgili tüm merak edilen soruları yanıtladı.
Haber:Ayşe Tavaş
Dünyayı ve ülkemizi etkisi altına alan koronavirüs herkesin hayatını ciddi oranda etkiledi. Ortaya çıktığı süreçten itibaren yüzlerce insanın ölümüne sebep olan koronavirüs başlangıcından beri pek çok mutasyona uğradı. Ancak bunlardan birkaçının önemli mutasyonlar olduğu saptanıyor. Peki yeni ortaya çıkan mutasyonlu virüs daha mı ölümcül? Mutasyonlu virüs aşı çalışmalarını etkileyecek mi? Çocuklar aşı yaptırmalı mı? Uygulanan aşıların yan etkisi var mı? İşte tüm merek edilen soruların yanıtı…
Mutasyona uğrayan koronavirüs vücudu nasıl etkiliyor? Akciğer ve diğer organlarda nasıl hasar bırakıyor? Mutasyonlu virüs normal virüse göre daha mı ölümcül?
“Mutasyonlu virüs ve normal virüs arasında karşılaştırma yapılması doğru değil. Her ikisinde de virüs belirtileri birbiriyle aynı şekilde ilerliyor. Ateş, halsizlik, kas ağrısı, iştahsızlık, boğaz ağrısı kuru öksürük, gibi belirtilere rastlanmakta. Yani vücuda etkisi bakımından normal virüs seyrinden farklı bir belirtisi yok. Mutasyonlu virüs daha ciddi hastalıklara veya daha fazla ölüme neden olmuyor. Ancak çok daha hızlı yayıldığı için vaka sayılarında büyük sorunlara neden olmakta.
Yani; spike proteinindeki mutasyondan ötürü bulaşma riski daha fazla. Normal takip edilen virüse enfekte olmuş kişi, 3-4 kişiye virüs bulaştırırken mutasyonlu virüs daha fazla kişiye bulaşıyor. Normal virüsün seyrinden daha hızlı şekilde ilerliyor. Ve bunun sonucunda hastanede yatan hasta sayısı artıyor. Acil servis doluluk oranı artıyor. Hastalık ağır atlatıldığında her iki virüste de ölümle sonuçlanan durumlar ne yazık ki yaşanıyor. Mutasyonlu virüs daha ölümcül denilemez daha bulaşıcı olduğu için daha fazla kişinin ölümüne sebep olduğu söylenebilir. Virüsün daha öldürücü olduğuna dair herhangi bir bulgu yok.
Akciğer de bırakılan hasar bakıldığında, akciğer tutulumu ağır giden vakalarda ortaya çıkmakta ve bu hastalığın yoğun bakımdaki yatışı uzamakta. Bazıları da bağışıklık sistemindeki hızlı cevaba stokin fırtınası denilen olayın gelişmesine bağlı olarak altta yatan başka hastalık varsa ölümle sonuçlanabilmektedir. " dedi.
Koronavirüs için geliştirilen aşılar ne kadar güvenli? Türkiye’de yeni uygulanmaya başlanan CoronaVac aşısı güvenli mi yan etkileri var mı? Diğer aşılardan farkı nedir?
Tıp alanında uzman olmayan kişilerin bilim dışı komplo teorisi ürettiğini söyleyen Çatakoğlu, “Bilimsel dayanağı olmayan yanlış teoriler geliştirerek insanların aşı yaptırmasını engellemeye çalışan kişiler var. Bilimsel hiçbir dayanağı olmayan bu teorilere vatandaşalar inanmasınlar. Bunların attıkları teoriler bilim dışıdır. Her vatandaşa çocukluk döneminde normal aşı uygulaması yapılıyor. Bu aşılar bir çok salgın hastalığın yayılmasını önlüyor. Verem, difteri, çocuk felci, kızamık, gibi sayabileceğimiz bir çok salgın hastalıklar aşının sayesinde atlatılabiliyor. Koronavirüste de aşı uygulaması herkese yapılmalıdır. Bu saçma sapan teorileri ileri süren kişilerin hurefeleri dinlenmemelidir. Türkiye’de kullanılan Sinovac aşısı yani CoronaVac aşısına Çin aşısı tabirinin söylenmesi çok yanlış. Bu aşı son derece güvenli ve herkesin aşıyı yaptırması gerekiyor.
Genetik Mrna denieln aşılar vücudun belirli parçalarına karşı aşı geliştirildiği için mutasyonlu virüs üzerinde etkisi tartışılmaktadır. Direnç fayda olup olmayacağı konusunda tartışma var.
Coronavac aşısı ise klasik bir aşı ve vücudun tümüne etki yapan özelliğe sahip. Bu aşı aşamasında virüs önce üretilip sonra inaktif hale getirilerek insana verildikten sonra ona insan vücudunda antikor üretilmesine dayanıyor. Ama şu var; bu aşılarda ölü tip aşıda aşılandıktan sonra hastalık gelişse bile ölümcül olma olasılığı çok düşük. Şu anda bizim olduğumuz SinoVak yaygın tabirle Çin Aşısı ‘nın yan etkisi çok düşük. Sadece daha önce alışılagelmiş diğer aşılar gibi halsizlik ateş belirtileri yaşanabilir. Her ilaca, alercisi olan alerjik reaksiyon geliştirebilecek bireyler de yan etki görülebilir. Ancak normal durumlarda yan etkisi söz konusu değil. Aşı olanlar zaten takip ediliyor. Herhangi bir yan etki saptanıp saptanmadığı kontrol ediliyor. Yan etki olarak. Halsizlik kas ağrısı yaşanabilir. Şimdiye kadar hastalar yan etki durumu yaşanmadı.
Batı aşısı denilen mRNa aşısı ise, insanlarda bulunan protein sentezlemeye bağlı genetik bir aşı. Bu aşıların mutasyonlu virüse karşı daha düşük etkili olduğu yani bağışıklık geliştirmede daha az etkili olduğu söylenebilir.
Aşıya rağmen başkalarına virüs bulaştırma riski var mı? Daha önce koronavirüs geçirmiş bireyler aşı yaptırmalı mı?
Daha önce koronavirüs hastalığı geçirmiş olan kişilerde aşı olmalıdır. Bunun nedeni hastalığı iki türde geçiren hastaların olması. Ağır semptomlu, ve hafif semptomlu (asemptomatik bulgusuz)
Hafif geçirenlerde antikor denilen hastalığa karşı direcin niteliği düşük oluyor. Hafif geçirenlerde koruyuculuk yaklaşık üç ay civarında süregeliyor. Ağır geçirenlerde ise 6 ay civarında sürmekte. Hafif şekilde bu hastalığı geçirmiş olan bireyler üç ay sonra bu aşıyı tekrar yaptırmaları gerekir. Ağır geçirenler ise, bunların hemen aşı olmasına gerek yok altı aydan sonra aşı olmalar daha yerinde bulunuyor.
Aşı yaptırdıktan sonrada korona önlemlerine devam edilmeli mi?
“Ülkemizde aşı uygulaması daha yeni başladı. Uygulamaya geçilen aşının iki dozda gerçekleşmesi gerekiyor. Aşının uygulaması daha önce 14 günlük aralarla düşünülmüştü. Birinci dozdan sonra belirli tanıma işleminde olsun diye 28. Günden sonra tekrar ikinci aşı yapılıyor. Antikor denilen koruyuculuğun 2. aşıdan sonra başlama süresi en erken 14 gün ortalama 28 gün de pik yapıyor. Aşı olanların, koronavirüse karşı antikor geliştirseler bile tedbiri elden bırakmamaları gerekiyor. Aşı bizim hastalanmamızı, özellikle de ağır hastalığa yakalanmamızı engelleyecek. Biz uzmanlar olarak, aşılanma oranının yüzde 60’a ulaşmadığı taktirde vatandaşların tedbiri elden bırakmamaları gerektiğini söylüyoruz. Ne zaman toplumun yüzde 60’ı aşılanırsa ancak o zaman sosyal hayata geçiş yapılabilir. Maske, mesafe ve hijyen kurallarına aşı olunduktan sonra da kesinlikle dikkat edilmesi gerekiyor.”
Çocuklar koronavirüs aşısı yaptırmalılar mı? Mutasyonlu virüs çocuklar da daha mı etkili oluyor?
“Şu anda gebelere ve çocuklara aşı uygulaması yapılmıyor. Mutasyon değişmediği ve ispatlanmadığı sürece çocukların aşı yaptırması söz konusu değil. Çocuklardaki reseptörler daha az, çocuklarda hastalık durumları asemptomatik şekilde yani bulgusuz seyrettiği için aşı yapılmaması gerekiyor. 18 yaş altı grubunu yaşlılarla karşılaştırdığımızda ölüm oranları yok denecek kadar az oranda. Özel tablolar denilen bağışıklık sistemiyle ilgili bir tablolar var. Bu tablolar net bir şekilde ispatlanmadığı için esas korunması gereken 18 yaşın üstündeki vatandaşlardır. “
Vakaların azalmasında aşı etkili oldu mu?
“Türkiye’de aşı uygulaması daha yeni başladı. Daha ikinci aşamaya geçilmedi. Bu yüzden vakaların azalmasında aşı etkisi söz konusu değil. Vakaların azalması koronavirüs tedbirleri, ve toplumun bilinçlenme düzeyinin artmasıyla ilişkili. Koronavirüs ilk yayıldığında toplum virüsü ciddiye almadı. Virüs hızla yayıldı. Ne zaman ki her haneye ateş düşmeye başladı insanlar virüsün ciddiyetini ne yazık ki bu şekilde anladı. Bu yüzden maske, mesafe ve temizliği dikkat edilmesi gerekiyor. Vatandaşlar kurallar uymaya devam etmelidir.”