Bolu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Bülent Velioğlu, ‘10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ nedeniyle yayınladığı mesajda, “Bugün bizim için dayanışma günüdür. Haber alma özgürlüğümüzün zaman zaman kısıtlanması, basın ve ifade özgürlüğü adına ortaya çıkan görüntüler hepimizi derinden üzmektedir. Öte yandan, isteyen herkesin bilgi ve birikimden uzak gazetecilik yapabilmesi ve bu kişilerin zaman zaman mesleğimizi şantaj aleti olarak kullanmalarını derin üzüntüyle izliyoruz. Eline kalem alanın gazetecilik yapmaması için gerekli düzenlemelerin yapılması en büyük temennimizdir” dedi.
BÜLENT VELİOĞLU’NUN AÇIKLAMASI ŞU ŞEKİLDE… “10 Ocak 1961 yılında 212 sayılı yasanın yürürlüğe girmesiyle kutlanmaya başlanan ‘10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ basın çalışanları için bir dayanışma günüdür. Basın çalışanlarını güvence altına almaya yönelik bu yasayla gazetecilerin sigortalı çalışması, işten çıkarılmaları durumunda ihbar ve kıdem tazminatlarının ödenmesi ve mesleklerini özgürce ifade edebilmelerinin önü açılmıştır. İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ VURGUSU Ancak günümüzde zaman zaman yaşadığımız sıkıntılar, haber alma özgürlüğümüzün kısıtlanması, basın ve ifade özgürlüğü adına ortaya çıkan görüntüler hepimizi derinden üzmektedir. Yaşanan bu sıkıntıların en kısa sürede giderileceğinden hiç şüphemiz yoktur. Basın ne kadar özgür olursa toplumda o kadar özgür olacaktır. Bolu’da görev yapan gazeteci arkadaşlarımızın daha iyi şartlarda çalışmaları ve haber alma özgürlüklerinin kısıtlanmaması için Bolu Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu olarak elimizden geleni yaptığımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Zaman zaman bazı kurumların gazeteci arkadaşlarımıza uyguladığı haber ambargosunun da kalkması en büyük temennimizdir. “GAZETECİLİK ŞANTAJ MALZEMESİ OLARAK KULLANILMAMALIDIR” Basın sektörünün en büyük sorunu ise, televizyon, dergi, gazete, internet medyası, radyo gibi birçok birimi içinde barındıran mesleğimizde basın ahlak etiğine uymayan kişilerin yer almasıdır. İsteyen herkesin bilgi ve birikimden uzak habercilik yapabilmesi ve bu kişilerin zaman zaman mesleğimizi şantaj aleti olarak kullanmalarını derin üzüntüyle izliyoruz. Eline kalem alanın gazetecilik yapmaması için gerekli düzenlemelerin yapılması en büyük temennimizdir. Yaşanan bu olumsuz tablo mesleğimizin toplumdaki saygın yerini de zedelemektedir. Savcılığa dilekçe vererek gazeteci olunmadığı herkes tarafından çok iyi bilinmelidir. Gazetecilik bir birikimin ürünüdür ve bu birikimin hemen kazanılmadığı da bir gerçektir. Bu bağlamda zaman zaman ortaya çıkan bazı kişilerin gazeteciliği şantaj malzemesi olarak kullanmalarını siyaset, bürokrasi ve spor dünyasındaki yetkili kişilerin dikkate almamalarını rica ediyoruz. Bu anlamlı günde geçtiğimiz yıl hayatını kaybeden Bolu’nun duayen gazetecileri Doğan Uz ve Necmi Küçüközcan’la birlikte ebediyete intikal etmiş büyüklerimizi bir kez daha rahmetle anıyoruz. Daha güzel, özgür ve bağımsız haberler yapabileceğimiz günler ümidiyle…”
