Hamza Canbaş

Hamza Canbaş

Tüm yazıları

AH AH, NEREDE ESKİ BAYRAMLAR

29 Ekim 2020

29 EKİM Cumhuriyet Bayramını kutluyoruz. Dahası kutlayamıyoruz.

Muhtemelen bu bayram, Ramazan bayramı ya da Kurban bayramı olsa idi, “Ah nerede eski bayramlar” diye hayıflanacaktık. Çocukların şeker topladıklarından, büyüklerin ellerinden küçüklerin gözlerinden falan öptüğümüzü konuşuyor olacaktık.

Bayram harçlığını alanların doğruca soluğu Luna Parklarda alıp oyuncaklarda neşe içinde çığlık atmalarını hatırlayacaktık.

Ama artık dini bayramlarımızda bunların yapılmadığını, dini bayramların adeta tatile dönüştüğünü, günümüz insanlarının büyüklerini unuttuklarından falan dem vuracaktık. Eski bayram anılarımızı birbirimize anlatıp “Ah azizim ah, nerede o eski bayramlar” deyip sızlanacaktık.

Biliyorum ki siz bu bayram “Ah, ah! nerede eski bayramlar” demeyeceksiniz. Çünkü çok uzun zamandır ülkemizde Milli bayramlarımız eskisi gibi kutlanmıyor. Bu yüzden ben son 20 yılın nesli için aslında üzülüyorum.

Onlar için üzülüyorum çünkü onlar bizim gibi bir milli bayram kutlayamadılar. Gördükleri sadece gece fener alayı yürüyüşleri. Bu yüzden bu nesil “Ah nerede eski cumhuriyet bayramları” demeyecek.

Bizim kuşak için Milli Bayramlarda, Dini bayramlarda adam gibi kutlanırdı o yüzden biz eski bayramlarımızı özleriz.

Bir kere bizim zamanımızda okullar açılır açılmaz, Her okul 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı hazırlıklarına başlardı. Beden Eğitimi Öğretmenlerimiz sık sık asker gibi düzenli yürüyüş idmanını yaptırırdı ki birbirimizle tören esnasında uyumlu yürüyelim diye. Biz şimdi ki nesil gibi “uygun adım” yürüyüşünü askerde değil, taaa ilkokulda öğrendik. Yerinde saaaay! İleri marş! Sol sağ, sol sağ sol sağ kıt’a dur! Sağa dön! İleri Marş!

Her okulun bir bando takımı olurdu. Davullar, ziller, trampetler, flütler… Depolardan çıkartılır, bakımları yapılırdı. Ve bando takımı her akşam ders bitiminde bir saat çalışırdı. Herkes bu takıma girmek için can atardı ama öyle herkes alınmazdı. Seçilirdi öğrenciler bando takımı için. Bu bando takımları için en önemli figür, bando takımını yöneten, marşları sırası ile çaldırtan majördü.

Veeee büyük gün gelip çattığında, sabahın erken saatlerinde bütün okullar, Anıt Parkın arka tarafında yürüyüş için sıranın kendisine gelmesini  beklemeye başlardı. Halk yavaş yavaş yürüyüşlerin yapılacağı İzzet Baysal Caddesinin sağında ve solunda yerini almaya başlardı. Caddenin sağı ve solu hınca hınç dolu olurdu. Herkes yürüyüş yapacak çocuğunu görebileceği bir nokta seçerdi.

Önce, günün anlam ve önemini anlatan konuşmalar yapılır. Bu konuşmaları taaa Belediye önündeki halk duyardı. Sonra Vali, Belediye Başkanı ve Garnizon Komutanı bir cipin üstüne biner halkı selamlardı. Halkta bu selamlamaya çılgınca alkışlayarak karşılık verirdi. Sonra bir sessizlik, ardından trampetlerin başlangıç ritimleri duyulmaya başlardı. İşte o anlar bütün başlar valilik tarafına çevrilir. İlk önce hangi okulun geçiş yapacağı merakla beklenirdi. Alfabetik sırayla geçerdi bütün okullar. Önce ilkokullar, ortaokullar ve ardından liseler geçiş yapardı. Hangi bando takımının majörü sopasını atıp düzgünce tutarsa o okulun majörü ve öğrencileri çılgınca alkışlanırdı. Endüstri Meslek Lisesi ve İmam Hatip Lisesinin majörleri kendi aralarında büyük bir rekabet içinde olurdu ve onların bu rekabeti izleyenleri adeta mest ederdi. 

Halk yürüyüşte kendi çocuğunun kendisini görmesi için seslenirdi. “Ahmet! Ahmeeeeet! Biz buradayız annesinin küçük askeri diye” gururlanırdı.

Veee en son, Tugay Komutanlığına bağlı Zırhlı birlikler geçiş yapardı. Önde bando ardında askerler rap rap rap! Halk bu kez onlarla ayrıca gururlanır, hatta sevinçlerinden ağlayan teyzeler, amcalar, nineler dedeler olurdu. Güvenlik koridorunu aşıp askerlerin boynuna sarılan nineler gördük biz. Onlara aslanım yiğidim gibi sıfatlarla sevgi gösterilerinde bulunurdu. Sağdan soldan askerlerin üzerine karanfiller, güller atılırdı. Yaaa!

Şimdi siz söyleyin! Siz böyle bir bayram yaşamış olsanız özlemez misiniz. Ahhh ahhh nerede o eski bayramlar demez misiniz?

1 yorum yapılmış

  • gürsel esen29 Ekim 2020 - 21:52
    Kalemine sağlık.Eski günler canlandı hafızalarımızda.

Yorum yazın

Yorum yazarak, yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan gazetemiz ve sitemiz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.