BOLUMUZUN VEFASIZ SONRADAN GÖRME YALAKLARI
- Telegram
Değerli büyüğüm, Bolu sevdalısı Cumhur Bandakçıoğlu abimin yalakalık üzerine yazdığı bir yazıyı okuyunca 'bir iki kelamda biz edelim' dedim. Bilirsiniz çok köşe yazısı yazmam.
Hayatımı hep muhabir olarak çalışarak geçirdim. Yani gazeteciliğin hep mutfağında oldum. Aslında daha zordur haber yazmak.
Evet yalakalık halk tabiri ile takla atmak günümüz dünyasında bir sanat dalı olarak karşımıza çıkar…
Diğer sanat dallarından ayırt edici en büyük özelliği bunun bir eğitimi yoktur. Zamanla kazanılan, toplum içinde yer bulabilme yada yer edinebilmek için kendiliğinden gelişen bir sanat türüdür.
Hal böyle olunca yalakalık hızla yayılan en önemli sanat faaliyeti olarak yaşamımızın her alanın da karşımız sıkça çıkar oldu.
Günümüzde ise yalakalığa paralel olarak vefasızlıkta arttı;
Bolumuz özeline dönecek olursak. “Yalakalık ve vefasızlık” son günlerin en önemli sanatsal faaliyetlerinden biri oldu. İnsanımızın vefası, saygısı ve hatta hoşgörüsü kayboldu.
“Yalakalığın” en belirgin özelliklerinden biri hoşgörü ve vefayı yok ediyor olması.
İnsani bir özellik değildir aslında vefa. İnanın köpekte bile vardır. Zira günde bir parça mama verdiğim evdeki köpeğim kuyruğunu sallayarak belli ediyor belki de bana vefa duygusunu... Hiçte elimi ısırmıyor..
Ben bu mesleği üstat Osman Altınışık’tan öğrendim. İyi haber, iyi fotoğraf yada iyi haberin süresi vardır. “Doğar, büyür ve ölür…” derdi. Ama iyi gazeteci ve iyi insan olun öğüdünü hiç bir zaman unutmadım.
Bu bağlamda da önce iyi insan sonra iyi gazeteci olmaya çalıştım. Hoş karakterimde takla veya yalakalığa hele vefasızlığa asla müsade etmedi… Allah vergisi bir tarafımız eksik kaldı. Varsın tek eksiğimiz o olsun.
Düne kadar ekmeğe mama, bilmem neye gama diyen adamlar oturduğu koltuklardan aldıkları güce güvenerek firavunlaşma yolunda tam gaz ilerliyor…
Evet bugün artık ayyuka çıkan Bolunun vefasız sonradan görme gavurdan dönme yalakları...
Herkes herşeyi unutur... Ama ben sizin bu hallerinizi ne unutacağım nede unutturacağım...
Ben vefayı bilirim, vefasızı da iyi tanırım.
Sosyal medya dedikleri bu dipsiz kuyunun dehlizlerinden yarın sizi çıkaracak kimseyi bulamayacaksınız.
Sizi sanatınızla baş başa bırakıyorum. Lakin bu sanat dalı her geçen gün prim yapıyor ya ben ona yanıyorum.
Siz sanatınızla uğraşa durun ben insanlığı, sevgiyi, hoşgörüyü, vefayı kucaklamaya gidiyorum.
Karar değiştirirseniz benim kulvara beklerim. Ama nerde ? maalesef ...