CHP Bolu Milletvekili ve Sanayi Komisyonu Üyesi Türker Ateş, 1999 Marmara Depremi’nin yıldönümünde yaptığı açıklamada, Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın kırılmasıyla İzmit merkezli olarak meydana gelen deprem felaketinin acılarının halen canlı olduğuna işaret etti.
CHP Bolu Milletvekili ve Sanayi Komisyonu Üyesi Türker Ateş, 17 Ağustos 1999 tarihinde meydana gelen büyük deprem felaketinin ardından ülkemizde yapı güvenliği çalışmalarının kısa süre içinde gündemden düştüğünü ve geçen sürede depreme hazırlık konusunda çok zaman yitirildiğini belirtti. Ateş, şimdilerde de kentsel dönüşüm sürecinin geçim sıkıntısı içindeki vatandaşın sırtına yüklenerek hızlandırılmaya çalışıldığını ifade etti. Ateş ayrıca, “Olası yeni bir büyük Marmara Depremi kapsamında bölge illerimiz önemli tehdit altında iken esasen topraklarımızın büyük kısmı riskle karşı karşıya… Birinci derece deprem bölgesi olan iller arasında yer alan Bolu’da da ülke genelinde olduğu gibi yapılaşmaya uygun olmayan yerlere, tarım ve orman alanlarına inşa edilmiş binalar büyük risk oluşturuyor” dedi.
CHP Bolu Milletvekili ve Sanayi Komisyonu Üyesi Türker Ateş, 1999 Marmara Depremi’nin yıldönümünde yaptığı açıklamada, Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın kırılmasıyla İzmit merkezli olarak meydana gelen deprem felaketinin acılarının halen canlı olduğuna işaret etti. Ateş, geçen 24 yılın ardından ülkemizin yapı güvenliğine dair sorunlarının çözülmesi için kaybedecek daha fazla zamanın bulunmadığını vurguladı.
CHP Vekili Ateş, şöyle konuştu:
“Olası yeni bir büyük Marmara Depremi kapsamında bölge illerimiz önemli tehdit altında iken esasen topraklarımızın büyük kısmı riskle karşı karşıya… Kahramanmaraş ve Hatay merkezli elim depremlerden kısa süre sonra Bolu ve çevre illerinde hissedilen 4,8 büyüklüğündeki depremle Kuzey Anadolu Fay Hattı kendini bize yeniden hatırlattı. AFAD'ın hazırladığı ‘Türkiye Deprem Tehlike Haritası’na göre; Bolu, birinci derece deprem bölgesi olan iller arasında yer alıyor. Ülke genelinde olduğu gibi Bolu’da da yapılaşmaya uygun olmayan yerlere, tarım ve orman alanlarına inşa edilmiş binalar büyük risk oluşturuyor.
Doğal afet risklerini ve zemin şartlarını dikkate alan kentsel planlama en büyük ihtiyacımız. Şehirlerimizin ovalardan yüksek yerlere taşınması gerektiği deprem uzmanlarınca dile getiriliyor. Ülke genelinde mevcut yapı stokunun kalitesi de son derece tartışmalı. Yaşanan her deprem, yetkin mühendislik ihtiyacı ile yapım faaliyetlerinin denetiminin önemini acı biçimde hatırlatıyor. Ancak tüm bu konularda depremlere hazırlık için ihtiyaç olan kapsamlı bir yol haritası bir türlü ortaya konmuyor.”
Dönüşümün yükü, vatandaşın geçim sıkıntısına eklendi
CHP’li Ateş, afet odaklı kentsel dönüşümün hayati önemde olduğunu ancak bu sürecin, maliyeti vatandaşın sırtına yüklendiği için son derece yavaş ilerlediğini vurguladı.
Ateş, şunları kaydetti:
“Ekonomik kriz ortamında büyük bir geçim sıkıntısı içine düşen vatandaş bir de oturduğu yapının yenilenmesinin faturasını karşılayamıyor. Dönüşümün maliyeti halkın gücünü çok aşıyor ve yaşanan bu kriz ‘Yarısı Bizden’ diyerek başlatılan kampanyalarla çözülmüyor. Yine yapılarda kentsel dönüşüm kararının alınmasında kuralları gevşeterek vatandaşın sorunlarına gözlerini kapatıyorlar. Bu politikalar bir an önce gözden geçirilmeli, süreç doğru kararlarla hızlandırılmalıdır.”
