Danıştay, "Yapılarda doğal malzemenin kullanılacağı, doğayla bütünleşen yerel mimariyi bozmayan malzeme seçiminin zorunlu olduğu, ağaç dokusu ve doğal bitki örtüsünün hiçbir amaç için tahrip edilemeyeceği" ifadeleriyle projenin devam etmesine karar verdi.
Kent merkezine 13 kilometre uzaklıktaki Gölcük Tabiat Parkı’nda orman içerisindeki alanlara bungalov, idare ve konuk evi ile kır lokantasının yapımı için 2016 yılında Gölcük Tabiat Parkı Gelişme Planı Revizyonu projesi hazırlandı. 25 bungalov, idare ve konuk evinin yapımı için 19 Aralık 2017'de projenin ihalesi yapıldı.
Bolu Belediyesi tarafından 2018 yılında 7 milyon TL harcanarak çam ormanlarının arasına 25 bungalov ev yapıldı. Projenin yüzde 80’inin tamamlandığı dönemde sivil toplum kuruluşlarının oluşturduğu Gölcük Platformu, doğanın yapısının bozulacağı gerekçesiyle dava açtı. Projeye karşı çıkan sivil toplum kuruluşları, bu süreçte Gölcük'te eylemler düzenleyip, projenin iptalini istedi. 2018 yılının aralık ayında, Bolu İdare Mahkemesi, projeyle ilgili yürütmeyi durdurma kararı verdi. 2019 yılının mayıs ayında da mahkeme projeyi iptal etti.
Tarım ve Orman Bakanlığı, Bolu İdare Mahkemesi’nin verdiği iptal kararına itiraz ederek davayı Ankara Bölge İdare Mahkemesi’ne taşıdı. Ankara Bölge İdare Mahkemesi 2020 yılının mart ayında konuya ilişkin kararını açıkladı. Kararda, “Ankara Bölge İdare Mahkemesi dava konusu işlemin kısmen iptali, kısmen davanın reddi, kısmen davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığı yolunda Bolu İdare Mahkemesi’nce verilen kararın istinafa başvurulan kısmı usul ve hukuka uygun olup kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, istinaf başvurusunun reddine karar vermiştir” denildi. Ankara Bölge İdare Mahkemesi’nin kararının ardından Tarım ve Orman Bakanlığı Hukuk Müşavirliği tarafından dosya temyize taşınarak Danıştay’a itiraz edildi.
DANIŞTAY, PROJENİN İPTALİNE İLİŞKİN KARARI BOZDU
Gölcük Tabiat Parkı’nda 2016 yılında başlayan süreçte Danıştay, projenin iptaline ilişkin mahkeme kararını bozdu. Danıştay’ın kararında şu ifadeler yer aldı:
“Kır evleri (bungalov), kamp alanı ile idare-konuk evi yönünden planın iptali yolunda verilen mahkeme kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin kısmının ise plan kararlarında, yapılarda doğal malzemenin kullanılacağı, doğayla bütünlesen yerel mimariyi bozmayan malzeme seçiminin zorunlu olduğu, ağaç dokusu ve doğal bitki örtüsünün hiçbir amaç için tahrip edilemeyeceğinin belirtildiği, bilirkişi raporuna göre kır evlerinin plan kararlarına uygun olarak tek katlı projelendirildiği ve tek katlı olarak, örme tastan ayaklar üzerinde yerden yükseltilerek inşa edildiği, yine dosyada bulunan kamp alanı görüntülerinden de anlaşıldığı üzere çatı saçaklarında ve merdiven sahanlıklarında ağaçların olduğu yerde dişler oluşturularak ağaçların korunduğu, ayrıca kır evlerinin ağaç kesilmeden inşa edildiği, alana yönelik yıllar itibarıyla sürekli ve beklenenin üzerinde artan ziyaretçi sayısıyla kendini gösteren talep durumu da dikkate alındığında, alanda kır evleri (bungalov) kamp alanı yapılmasını öngören plan kararında, sürdürülebilir yasam ilkeleri açısından doğal dengenin korunarak alanın kontrollü kullanımının sağlanmasına yönelik plan amaçlarına aykırılık bulunmadığı, İdare ve Konuk Evi yönünden ise plan raporuna göre içerisinde danışma birimi, broşür, CD, kitap, hediyelik eşya ve yöresel ürün satış birimi, çok amaçlı salon, bilgilendirme panoları, herbaryum, tahnit ve fotoğraf sergi alanı, idari birim ve geceleme birimi, ilk yardım ünitesi kullanımlarının bulunacağı ve bu haliyle alanın korunarak kullanılmasına yönelik temel amacın gerçekleştirilmesine idari, sosyal ve ekonomik katkı sağlanacağı, hatta alanda verilmesi zorunlu hizmetler ile mahallinde sunumu halinde etkili ve verimli olabilecek hizmet unsurlarını da ihtiva eder tarzda uygulamanın sürdürülebilirliğini sağlayacak şekilde alanın tümüne hizmet verecek İdare ve Konuk Evinin alanda yer almasının, Gelişme Planının temel amacını oluşturan sürdürülebilir koruma işlevinin, idari ve ekonomik yönlerden gerçekleşmesini sağlayacağı sonucuna ulaşıldığından, davaya konu oyçokluğuyla bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesine kesin olarak, karar verildi.”
Ankara Bölge İdare Mahkemesi de Danıştay’ın bozma kararına uydu. Açıklanan kararda, “Danıştay Altıncı Dairesinin bozma kararına uyularak davalı idarenin istinaf başvurusunun kabulü ile 2016 yılı onaylı Gölcük Tabiat Parkı Gelişme Planı Revizyonunun kır evleri (bungalov) kamp alanı ile idare-konuk evi kullanım kararlarına ilişkin olarak dava konusu işlemin iptali yolunda Bolu İdare Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, esastan incelenen davanın reddine” ifadelerine yer verildi. Kararın ardından, yapımı tamamlanmasına rağmen atıl şekilde bulunan 25 bungalovun bakım ve onarımları yapılarak projenin geri kalan kısımları da tamamlanarak tatilcilerin hizmetine sunulmasının önü açıldı.
KARARI GEREKİRSE ANAYASA MAHKEMESİ’NE TAŞIYACAĞIZ
Konuyu, ilk aşamada Gölcük Platformu adına yargıya taşıyan Avukat Begüm Tunçel, projenin iptali için son olarak Anayasa Mahkemesi’ne gideceklerini belirterek, “Danıştay kararı ile bilirkişi raporu karşılaştırıldığında teknik değerlendirmeye karşı sübjektif hiçbir bilimsel gerekçeye dayanmayan karardaki içler acısı durumu daha iyi ortaya çıkıyor.
Danıştay kararında ağaçlara zarar verilmediği yazsa da bu da kesinlikle doğru değil ki bilirkişi raporuna yansıyan fotoğraflarda dahi ağaçlara verilen zararlar görülüyor. Raporda ayrıca bungalov olarak tabir edilen yapıların doğaya vereceği zararın yanında idare binası olarak hizmet verilmek üzere bölgede halen mevcut ve atıl durumdaki yapının basit onarımla kullanılabilir hale getirilebileceği ayrıntılı ve son derece açık bir biçimde ifade edilmiş iken aksi yönde verilen bu temelsiz karar bizleri son derece üzmüştür.
Bu kararın nedenleri ve sonuçlarına dair söylenecek çok şey var aslında. Danıştay bozma kararına Bölge İdare Mahkemesi’nin direnme imkanı olmadığı için bozma doğrultusunda bir karar verdi. Biz verilen bu kararı temyize taşıdık. Bundan sonra gerekir ise Anayasa Mahkemesi’ne de gideceğiz” dedi.