'O ahşabın ruhuna dokunan Bolulu Naht Sanatçısı İsmail Şentürk'

'O ahşabın ruhuna dokunan Bolulu Naht Sanatçısı İsmail Şentürk'
19 Aralık 2020

Yazının estetiğini ahşabın zarafetiyle buluşturan Bolulu Naht Sanatı  Ustası İsmail Şentürk, Hat’ı ahşaba işleyerek yazıyı görülebilir bir şey olmaktan çıkarıp onu hissedilebilir sanat eserine dönüştürüyor.

Özel Haber: Ayşe Tavaş

İsmail Şentürk, Bolu’nun yaşayan tek Naht Sanatçısı. Bolu doğumlu, Bolu Belediyesi Araştırmalar Merkezi’nde 25 yıldır devlet memuru olan Şentürk, Naht Sanatının inceliklerini Bolu Gazetesine anlattı. Hobi olarak başladığı bu yolda sanata gönül veren bir usta olma sürecinin çocukluk yıllarında köyde çobanlık yaptığı dönemde başladığını ifade eden Şentürk, “Naht Sanatı hat çalışmalarının kabartma ya da oyma sûretiyle ahşap üzerine işlenme sanatıdır. Ağaç Naht Sanatının olmazsa olmazı aslında. Bolu’da orman yönüyle zengin bir şehir benim de bu şehirde doğmuş olmam büyük şans. Çocukluk yıllarımda çobanlık yaparken Bolu’nun Dağları’nda topladığım ağaç dallarıyla sepet örerdim. Ahşaba elimin yetkinliği buradan gelir. Bolu İmam Hatip Lisesinde öğrenim görmem Arapça bilgisi ve hat bilgisi temelimin olmasına katkı sağladı.” ifadelerini kullandı.

“Üstat Hattat Emin Barın benim ışığım oldu”

Öz sanatlarımızdan biri olan Naht Sanatını Hat sanatıyla birleştirmek suretiyle güzel eserler üretip çeşitli sergiler açan Nahhat ustası İsmail Şentürk, Naht Sanatı için hiç kimseden bir eğitim almadığını ancak Hattat Emin Barın’ın hat eserlerinin kendisine ilham verdiğini söyledi. İstanbul’a gezi için gittiği sırada Bolulu Hattat  Emin Barın’ın evine ziyaret eden Şentürk, o anılarını şöyle anlatıyor, “İstanbul gezimde Üstat Hattat Emin Barın’ın eşi ve oğluyla tanıştım. Beni evlerine davet ettiler. Üstat Barın’ın Hat eserlerini ilk kez burada gördüm. Gördüğüm paha biçilmez bu eserler benim Naht Sanatı serüvenimim miladı oldu denilebilir. Daha sonra Naht Sanatı üzerinde araştırmalar yaptım. Üstat Barın’ın ailesiyle tekrar görüşerek onların da izniyle Barın’ın Hat eserlerini Nahtta yeni bir boyut kazandırmaya başladım. Üstat Barın’ın ailesi benim Naht eserlerimden memnun kaldılar. İstanbul’da hem benim Naht eserlerimin sergilendiği hem de Üstat Barın’ın Hat eserlerinin sergileneceği bir sergi  açma teklifi yaptılar. Bende bu tekliften çok memnun kaldım. Ancak pandemi sürecinin araya girmesinden dolayı sergiyi ertelemek zorunda kaldık. Pandemi süreci geçtikten sonra hem Bolu’muzun adını duyurmak adına hem de unutulmaya yüz tutmuş öz sanatımızı insanlarla buluşturmak için bu sergiyi açmayı düşünüyoruz.” sözlerine yer verdi.

 “Bu sanatın fıtratı sabır”

Naht Sanatı’nın sabır gerektirdiğini ifade eden Şentürk, bütün sanatların insan ruhunu incelttiğini, sabrı öğrettiğini söylüyor. Maddi dünyanın huzursuzluğundan manevi dünyanın alemine daldıran bu sanatı Bolu’da seminer, konferans, ve sergiler düzenleyerek elinden geldiği kadar sanatseverlerin ilgisine sunmaya çalıştığını dile getiren Şentürk, “Pandemi salgını başlamadan önce atölye ortamında öğrencilerime Naht Sanatını inceliklerini maddi beklenti beklemeden elimden geldiği kadar öğretmeye çalışıyordum. Naht sanatını öğrenmeye çalışan öğrencilerime ilk söylediğim bu sanatın çok büyük sabır ve zaman gerektirdiğidir. Yaptığınız bir eser aylarınızı yıllarınızı bile alabiliyor. Sabrı olmayan bir insan bu sanattan sıkılabilir. Pandemi sürecinde atölyemiz kapanınca çalışmalarımı evimde sürdürmeye çalışıyorum. Koronavirüs salgınının bir an önce bitmesini diliyorum. Naht Sanatını öğrenmek isteyen öğrencilerimle tekrar atölyede buluşmayı ümit ediyorum.” dedi.

“Hilye-i Şerif’e gelen 300 bin lira teklifi reddettim Ayasofya’ya hediye ettim”

İstanbul'un fethine kadar 916 yıl kilise, 1453'ten 1934'te alınan kararla müze oluncaya dek cami olarak kullanılan, 86 yıl müze olarak hizmet veren Ayasofya'nın yeniden ibadete açılmasının ardından Peygamberimiz Hz. Muhammedin özelliklerini anlatan Hilye-i Şerifi 2017 yılında başlayarak 2019 yılında bitirdiğini yapımının iki yıl sürdüğünü ifade eden Şentürk , “Hilye-i Şerifi Ebatı 2,5 metreye 1 metre 60 santimdir. Yapım tekniği olarak oyma, kıl testere ile ahşap kesim ve farklı ağaçlarını iç içe geçmesinden oluşan ahşap kakma tekniği kullanılmıştır. Kenar çerçevesi hatai motiflerde denilen Selçuklu ve Osmanlı motiflerinden oluşmaktadır. Hilye-i Şerif sanatseverler tarafından çok beğenildi. 300 bin liralık teklif yapanlar da oldu. Ancak teklifi kabul etmedim. Eseri Ayasofya Kebir Camiinde görmek istiyorum. Hilye-i Şerifi Ayasofya’ya hediye etmemin sebebi şöyle, Peygamber Efendimizin İstanbul'un fethi ile ilgili hadisi bulunmaktadır. Ayasofya da fethin sembolüdür. Buranın 86 yıl sonra tekrar ibadete açılaması bizleri onurlandırmıştır. Bolu adına Hilye-i Şerifi Ayasofya Kebir Camiinde görmek isteriz. Bu konu üzerinde girişim gerçekleştirdik ancak olumlu bir yanıt alamadık. İlerleyen zamanda olumlu sonuçlar bekliyoruz.” şeklinde konuştu.

Yorum yazın

Yorum yazarak, yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan gazetemiz ve sitemiz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.