Başlarken…

Başlarken…
Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit
A- A+ Paylaş

Efendim Merhaba,

Bolu gazetesi çatısı altında bundan sonra zaman zaman hasbihal edeceğiz.

Şehrimizde doğmuş, bağrında büyümüş yedi kuşak bir Bolulu olarak, edindiğim hayata dair tecrübelerin ışığında bu paha biçilemez şehrin sosyal, siyasal ekonomik, düşünsel hayatına dair değerlendirmelerde bulunma yönünde dostların davetine bigâne kalamadım

Bu değerlendirmeler esnasında geçmişten günümüze, günümüzden de geleceğe doğru yolculuklara çıkacağız.

Bu yolculukta azığımızın sağduyu, yol haritamızın ilahi ve evrensel kaynaklardan beslenen hakkaniyet olması gerektiğine inanıyorum.

Kör tartışmaların hayatımızdan bereketi çekip aldığı şu günlerde karşımızdakine laf söylerken çoğunlukla ne söylediğimizin ne de dinlediğimizin bir faydası görüyoruz.

Kısır siyasi tartışmaların gölgesinde, çoğunlukla dertlilerin derdi unutuluyor, mazlumların sesi bastırılıyor,

Şehrimiz insanları ise hak etmedikleri şekilde kötü bir tuluat tiyatrosunu hiçbir keyif almadan izlemek zorunda bırakılıyorlar. Üstelik bu berbat tiyatro için akıl almaz fiyatlarla bilet almaya zorlanıyorlar.

Gücü eline geçiren müstağni bir egemenlik anlayışı kurarak toplumdan uzaklaşıyor. Yetki makam ve güç sahibi değilken eleştirenlerin rüzgâr kendilerine dönünce nasıl da değiştiklerini görüyoruz. Yükselebilmek için birilerine merdiven tutturanlar amaçlarına ulaşınca ilk olarak merdiveni yanlarına çekiyorlar.

Güç zehirlenmesi atmosferi kirletmeye devam ediyor.

Çizdiğim bu karanlık tabloda şehrin başarı hikayeleri, masum tebessümler göze gözükmüyor. Kargaşanın, laf kalabalığının, meydan okumaların arasında mahzun bakışlar kör noktalara takılıp buharlaşıveriyor.

Duygusal ve hamasi değerlendirmelerden ısrarla kaçınmalıyız. Şehrimize ve yaşantımıza dair çok temel sorulara ve sorunlara odaklanmalıyız. Söyleyene değil söylenene önem vermeliyiz.

İşte bu ilkeler ışığında görüşlerimi sizlerle paylaşacak gündemler oluşturmayı ve bu minvalde yazılar yazmayı planlıyorum.

Çocukluğumuzun Bolu’sunda sadece otuz bin insan yaşıyordu. Aile aile, mahalle mahalle, şehir de şehir gibiydi. O yıllara dair hatıralar anekdotlar ve yaşam formlarının şimdiki nesle aktarılması çok kıymetli ve bu şehirde bunu yapması gereken çok kıymetli insanlar var.

Bolu İmam Hatip lisesinin orta kısmından sonra devam ettiğim Bolu Lisesinden 1981 yılında 12 Eylül darbesinin şaşkınlığı ile mezun olup Üniversite okumak için gittiğim İstanbul’da kayıt olduğum İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesindeki hocalarım o sıralar 1982 anayasasını hazırlamakla meşguldüler.

O yıllardan bugüne gerek ülkemiz gerekse de Dünya olağanüstü hızlı bir dönüşüm ve değişim süreci geçirdi.

1985 yılında mezun olup şehrime mesleki staj için geldiğim kısa bir süreden sonra Kaderullahın yönlendirmesiyle Ankara’nın yolunu tuttum ve Başbakanlıkta başlayan bürokratik serüvenim, çeşitli Bakanlıklarda kariyer uzmanlıklar, siyasi danışmanlıklar, merkezi idarede bürokratik yetkiler ve yerel yönetim deneyimleriyle yaklaşık 30 yıl sürdü.

Bu zaman zarfında Devlet aygıtının siyasi dokuyla ilişkisine dair birçok çarpıcı örneğe şahit oldum.

Devlet millet ilişkisinin somut hallerini gözlemleme imkânı buldum. Zaman içerisinde siyasi İdeolojik İslami bakış açılarının şekilden şekle girdiği yüzlerce insana tanıklık ettim. Türkiye’nin son 40 yıllık siyasi serüvenine birçok yönden tanıklık etme imkanını buldum.

1982 askeri darbesini ve 28 Şubat askeri darbesini birebir yaşadım ve son olarak da 15 temmuz hain kalkışmasına şahitlik ettim.

Geçen yıl rahmeti rahmana kavuşan merhum babamla hastalığı esnasında kendisine refakat etme amacıyla 2017 yılında başlayan ve 7 yıl süren yol arkadaşlığımız nedeniyle bu şehre döndüm ve yaklaşık olarak 8 yıldır şehrimin gölgesinde yaşıyorum.

Ez cümle bu yazılar Bolu’yu, Bolunun insanını, Türkiye’yi ve Dünyayı ele alacak. Umarım sizler de keyif alırsınız.

Besmele ve hamdele ile…..

Yorum yazın
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Reşat Özcan yazıları