BU BOMBA PATLARSA HERKES ALTINDA KALIR!

BU BOMBA PATLARSA HERKES ALTINDA KALIR!
Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit
A- A+ Paylaş

Bolu’nun kalbi bir zamanlar gururla atıyordu. 

Abant İzzet Baysal Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, hem bölgenin umudu hem de kentin yüz akıydı.

Bugünse aynı bina, yorgun nefeslerle ayakta kalmaya çalışan bir bedene dönüştü. 

Hastalar için sabır, personel için mücadele, şehir içinse utanç vesilesi haline geldi.

Günde dört bin kişiye hizmet verdiği söyleniyor.

Doğrudur; fazlası var, eksiği yok. Ama o “hizmetin” dört bin kişiye mi yoksa dört bin şikâyete mi dönüştüğü tartışılır. 

Randevu almak neredeyse piyango, sıra beklemek sabır sınavı, muayene olmaksa şans işi.

Bina alarm veriyor. Koridorlar dolu, nefes almak zor. Hastane çevresi bir otopark değil, adeta keşmekeş meydanı. 

Ambulans siren çalıyor ama ilerleyemiyor; çünkü her köşe başı tıkanmış. Otopark yok, çözüm yok, umursayan yok.

Fakat asıl tehlike gözle görünmeyen yerde gizli: yangın ve afet güvenliği

Kartalkaya yangınından hiç mi ders almadık? 

Bu binada benzer bir olay yaşansa ne olur? Dar koridorlar, havasız odalar, sınırlı tahliye yolları… Bir kıvılcım yeter; bu binada yalnızca duvarlar değil, bütün bir şehir yanar.

Bu mesele artık ne rektörlüğün ne de il sağlık müdürlüğünün çözebileceği kadar küçük.

 Her seçim döneminde vaatlerle geçiştirilecek bir konu da değil. Bu, siyasetin, bakanlığın ve Bolu’nun hayırseverlerinin vicdanına düşen bir sorumluluk.

Çünkü hastanenin duvarlarını onarmak kolay, ama insanların sağlık sistemine olan güvenini onarmak çok zor. 

Bu hastane Bolu’nun kalbidir. Ama o kalp artık düzensiz atıyor; kriz geçirip masada kalması an meselesi. 

Her geçen gün biraz daha yoruluyor, biraz daha susuyor.

Ve unutmamalıyız:

Sağlıkta her gecikme, bir kişinin hayattan kopmasıdır.

Bolu’nun buna artık tahammülü kalmadı.

İzzet Baysal gibi bir hayırseverin şehridir Bolu. 

Onun mirası bize “insana hizmet”in betonla değil, vicdanla inşa edildiğini öğretmişti. Şimdi o mirasın gereğini yerine getirme zamanı.

Bugün Bolu’nun en büyük ihtiyacı, İzzet Baysal’ın ruhunu yeniden yaşatmaktır. O ruh, hastane koridorlarına yeniden umut, sağlık çalışanlarına güç, hastalara güven verecek olan ruhtur.

İzzet Baysal, bu kente yalnızca binalar değil, bir değer anlayışı kazandırdı: paylaşmanın, üretmenin ve insanı öncelemenin değeri.

Eğer Bolu’nun kalbini yeniden sağlıklı biçimde attırmak istiyorsak, işe o ruha yeniden sahip çıkarak başlamalıyız.

Yorum yazın
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Adem Evcil yazıları