SU ŞİŞESİ !
- Telegram
Dursun bir gün Temel’i ziyarete gelir ve ona misafir olur.
Temel Dursun’u alır deniz kenarında gezdirmeye başlar.
Dursun sürekli karada gezmekten sıkıldığı için
Temel’e:
Yahu Temel senin teknen var ama sen beni hep burada gezdiriyorsun.
Hadi beni birazda denizde gezdir der.
Temel' de;
Gezdiririm ama bak hava kararmaya başladı fırtına çıkacak der..
Dursun;
Yahu ne olmuş azıcık gezelim der.
Temel dayanamaz tekneyi çalıştırır ve denize açılırlar.
Biraz sonra Temel; Dursun bu kadar yeter, fırtına geldi tekneyi alabora eder, haydi geri dönelim diye seslenir.
Dursun ; Bir şey olmaz Temel’im, Allah büyük diye cevap verir.
Bunu duyan Temel hiddetle ;
ULAN ALLAH BÜYÜK AMA TEKNE KÜÇÜK TEKNE!!!
10 ilimizi kapsayan büyük felaket ciğerimizi yaktı.
Yara derin , sızı ince...
Millet olarak yastayız.
Doğrudan etkilenen tam 13,5 milyon insan.
Canlarını,mallarını, sokaklarını, uzuvlarını,akıllarını kaybeden binler,onbinler....
Unutulan her acı tekrarlanmaya mahkumdur.
7.4 Gölcük, 7.2 Düzce.....
Van....
Elazığ...
7.7- 7.6 Kahramanmaraş...
Seller,yangınlar,depremler, heyelanlar...
Ders almadık...
İnsan toprak alma derdinde, toprak insan alma derdinde...
Ne toprağın gözü doydu, ne de insanın...!
7.2 depreminde büyük hasar alan onlarca güçlendirilmiş binaya sahip ilimizin gündemiyse malesef;
SU ŞİŞESİ!
Koca meclisin kafasına çay fırlatıldığında atılmayan,
Ampul patlatıldığında atılmayan,
Fetöcülükle suçlandıklarında atılmayan,
Yolsuzlukla suçlandıklarında atılmayan,
Bir hanımefendinin iffetine dil uzatıldığında atılmayan,
Cumhurbaskanının, devletin valisinin , il özel idaresinin ve çesitli kurumların defalarca kez itibarsızlaştırılmaya çalışıldığında atılmayan,
SU ŞİŞESİ!
Bu şişeden vekil çıkar mı? bilinmez lakin sizin bu vurdum duymazlığınızla daha çok canlar yanar!
Kıymetli okurlarım yaptığımız bir araştırmayı sizinle paylaşıyorum.
Bolu şehir merkezi alivyon zemine inşa edilmiş... Peki nedir alivyon zemin ;
Alüvyon ya da lığ, akarsular tarafından taşınan kil, kum, çakıl taşı gibi kütle parçalarının, suyun akış hızının azalması sonucu elverişli yerlere birikmesiyle meydana gelen tortulardır. Biz anlamını söyledik artık çıkarım yapmak size kalmış.
İlimizin kuzey yamaçları en güvenli kayaç zeminlere sahip.
TOKİ,KALICI KONUTLAR,PİRAHMETLER,AGAÇCILAR vs...
Biz Türk Milleti olarak çabuk unuturuz.
Geçtiğimiz Kasım ayında 23 yıl aradan sonra Düzce 5.9 şiddetinde sallandı ve akabinde ne oldu biliyor musunuz? Tam 1000 e yakın bazı kaynaklara göre ise bunun iki katı yapı için yıkım kararı verildi ve yıkımlara başlandı.
23 yılda ders almayan Düzce'de deprem daha yüksek bir şiddet ve sürede olsaydı sizce ne olurdu?
Gelelim neredeyse aynı şiddeti hisseden
Bolu'da ki duruma.
Sizce Bolu depreme hazır mı?
Orta ,hafif hasarla Güçlendirme yapılan yapıların üzerinden tam 23 yıl geçti!
Belki yetkililer bilmez malum Bolu' da en çok değişen protokol listesi!
Biri gider diğeri gelir.
Veriler,raporlar konuşur herkes önüne gelene inanır...
Size bir tavsiye depremi Bolu'da yaşayan bürokratlara itibar edin...
Eğer yapı denetim kağıt üzerinde denetim yapmasaydı Hatay'da yepyeni binalar yerle yeksan olmazdı.
Veri başka , saha başka...
Neyse konumuz o değil!
Kıymetli okurlarım, siyaset ve bürokrasi ilk kez aynı noktadalar...
Sayın valimizin çağrısına kulak verin binalarınızı mutlaka kontrol ettirin...
Belediye başkanına bu konuda kulak verin zemin çalışmalarınızı mutlaka yaptırın...
Fay haritalarını takip edin, deprem çantalarınızı hazırlayın,aile içi eğitimlerinizi hızlandırın.
Mümkünse önce çekirdek aile sonra diğer akrabalarınıza bu faaliyetleri yayın.
Sayın yetkililer depremi Bolu'da yaşamış 3 yıl çadırda kalmış,acil durum ve afet yönetimi eğitimi almış, son depremde öz yeğenleri enkaz altında şehit olmuş bir vatandaş olarak sizlere sesleniyorum...
Özellikle imar barışından faydalanan yapıları, 1999 sonrası güçlendirme yapılan yapıları, altından direk fay geçen BABÜ'sindeki yapıları inceleyiniz.
Kıymetli siyasilerimiz bırakın şişeyi,köşeyi gelin şu işe el atın.
Son olarak afet fırsatçısı,siyaset artıklarına sesleniyorum.
1999 depremi ve 2023 depremlerini dönem hükümetleriyle partizanlık yaparak ilişkilendirenler yada kıyaslayanlar leş kargasından farksız sefillerdir.
O zamanda imkanları dahilinde DEVLET sahadaydı şimdide DEVLET sahada!
Ölüm kimseyi Ak Partili, MHP'li, CHP'li vs...ayırmıyor.
Dinli,dinsiz,ateist vs...diye de ayırmıyor...
Enkaz altı , sosya statü ayırmıyor.
Ölüm herkese eşit davranıyor.
Dolayısıyla bu tarz paylaşımlarda bulunmak acıları da dindirmiyor.
Milleti daha da ayrıştırıyor.
Bırakın insanlar acısını yaşasın.
Milletin sevgi diline hiç bu kadar ihtiyacı olmamıştır.
Sevmiyorsunuz bari acıya saygı duyun!