Bir ocak düşünün ki, iman dolu yürekleri ile uzakları yakın eylesin, bir ocak düşünün ki, menfaatsiz ,beklentisiz ,karşılıksız, yardan geçerek ,serden geçerek ,maldan geçerek ,toplumun her yarasında yanında olsun.
Bir ocak düşünün, bir yanı Hira dağı, bir yanı Tanrı dağı olsun…
Ülkü ocakları yiğitlerin hikayesidir. Dağlarda ,şehitlerin hikayesidir, sokaklarda ölümün hikayesidir darağacında.
İnançla yoğurulmuş ,tunç yüreklilerin hikayesidir ülkü ocakları. Fırat Çakıroğlu’dur üniversitelerde, Cengiz Akyıldız’dır gazetelerde… Cebinde simit parası olmayan gençlerin uğrak yeridir ocak.
Kimi özenir gelir, kimi tanıdığım olsun diye gelir, kimi meraktan gelir…Harmanlar ocak gençleri, sahip çıkar onlara, sokakların pis ve soğuk yüzünden uzak tutar. Dertleriyle hüzünlenir, sevinçleri ile mutlu olur.
Hayatta insan hayatının 2 önemli evresi vardır. 1 incisi doğduğu gün, 2 ncisi neden doğduğunu anladığı gündür. İşte ocaklar insan hayatının 2. döneminin mana bulduğu yerdir.
İslam ahlak ve fazileti, Türklük şuur ve fikriyatı ile buluşur çayın deminde. Hz. Peygamberin duası üzerinedir gençlerin. Öyle gençler yetişir ki ocaklarda vatanı annesi gibi kutsal bilen ,namus gören. El uzattırmaz vatanına ,söz söyletmez.
İhanet yoktur bizim gençlerde, bölmeyi düşündükleri tek şey simitleridir. Oda paylaşmak için kardeşleriyle. Öğrenirler sobanın sıcağında ülkücülüğü.
Ne midir ülkücülük?
Ülkücülük; Milleti’ni sevmek, saymak, O’nu yüceltmek ve yükseltmektir. Milleti’ne hizmet etmek, bağımsızlığı için çalışmaktır. Kızıl elmadır ülkücülük, turandır…Küçükleri sevmek, büyükleri saymaktır…Mazluma umut, zalime korku olmaktır ülkücülük.
Yokluk vardır ocaklarda, çile vardır, mücadele vardır… Bir devrin destanıdır Ülkü ocakları ! Yılmayanların, satmayanların, dönmeyenlerin destanı. Bizim ocağımızın çayını içen genç madde bağımlısı olmaz, hırsız olmaz, arsız olmaz. Vatan haini hiç olmaz. Alparslan olur, Fatih olur ,Atatürk olur.
Ülkeye umut olur adam olur vesselam….