Yaren Leylek
- Telegram
Dünya hızla değişiyor, ama bazı değerlerin değişmeyeceğine inanıyoruz.
Sonra bir bakıyoruz ki, elimizden kayıp gitmişler bile.
Bugün insanlık en kıymetli hazinelerinden birini yitiriyor: Vefa.
Vefa, bir dosta, bir anıya, bir geçmişe sahip çıkmaktır.
İnsan, geride bıraktıklarına dönüp bakabildiği sürece insandır.
Ama ne yazık ki artık unutan, ardına bile bakmadan giden, vefayı sadece sözlerde yaşatan bir çağdayız.
Oysa vefa, bir teşekkürden fazlasıdır. Sadakattir, geçmişe saygıdır, iyiliğe karşılık vermektir. Ve bazen, unuttuğumuz bu değerleri bize bir hayvan hatırlatır.
Herkesin bildiği o hikâye…
Adem Amca ve Yaren Leylek.
Biri yaşlı bir balıkçı, diğeri her bahar dönen bir leylek.
Hiçbir menfaati olmadan, hiçbir karşılık beklemeden, yine de gelen bir dost… Onu geri getiren tek şey, vefa.
Peki ya biz?
Biz kaç kişiye dönebiliyoruz?
Bir zamanlar elimizden tutanları, bize yol gösterenleri, darda kaldığımızda yanımızda olanları ne kadar hatırlıyoruz?
Bir öğretmeni, bir dostu, bir aile büyüğünü…
Belki de hiç. Ve en acısı da bu: İnsan bazen en çok beklediğinden unutuluyor.
Oysa vefa büyük şeyler istemez.
Bazen bir telefon, bir tebessüm, bir selam yeter. Ama biz bunu bile yapmıyoruz.
Oysa dönmek için her zaman bir yol vardır. Bir kapıyı çalmak, bir dostu aramak, gözleri yolda birini hatırlamak için geç değil.
Çünkü vefa, bazen beklenen ama asla gelmeyen bir misafirdir.
Yaren gibi dönelim… Unutulan yüreklere bahar olalım.