Bir nesil kumar belasıyla elimizden kayıp giderken
- Telegram
Türkiye’de sanal kumar oynama yaşının 15’e düştüğünü duyduğumuzda, bu yalnızca bir istatistik değildir; bu, geleceğimizin çatırdadığını gösteren sessiz bir çığlıktır.
Henüz çocuk yaşta olan gençler, ellerindeki telefonlarla hayallerini ve umutlarını bir ekranın soğuk parlaklığında kaybediyor.
Bu, sadece bireysel bir kayıp değil, toplumun tamamını sarsan bir krizdir.
Kumar, insanı içine çeken karanlık bir bataklık. Önce kazandırır gibi yapar, sonra her şeyinizi alır.
Gençlerimiz kolay para kazanma hayaliyle başlıyor bu serüvene.
Bir oyun gibi görünüyor, ama kısa sürede bir bağımlılığa dönüşüyor.
Kaybettikçe daha çok oynamak istiyorlar, kaybettiklerini geri alabileceklerine inanıyorlar. Oysa bu girdap, yalnızca daha çok kaybetmelerine yol açıyor.
Sanal kumarın en acı yüzü, gençlerimizi yalnızca ekonomik olarak değil, psikolojik olarak da çökertmesidir.
Ailelerine yalan söylemeye başlarlar, borçlanırlar, içlerine kapanırlar.
Kaybettikleri yalnızca para değil; umutları, hayalleri ve en sonunda hayatlarıdır.
Daha gençliğinin baharında, "Daha fazla baş edemem" diyerek hayatına son veren gençlerin haberleri her geçen gün artıyor.
Bu, insanın yüreğini paramparça ediyor.
Bu karanlık tabloyu değiştirmek için hepimize düşen büyük sorumluluklar var.
Öncelikle aileler…
Çocuklarınızın sadece fiziksel değil, dijital dünyalarını da takip edin.
Onların kaygılarını, üzüntülerini ve heyecanlarını paylaşmaya çalışın.
Onlara sevgiyle yaklaşın; çünkü sevgi, bağımlılıklara karşı en güçlü kalkandır.
Okullarımız ve eğitim sistemimiz, gençlere finansal okuryazarlık ve duygusal dayanıklılık kazandırmalıdır.
Onlara kolay yoldan kazanmanın hiçbir zaman sürdürülebilir olmadığını öğretmek zorundayız.
Devletimize gelince…
Sanal kumar siteleriyle mücadele yalnızca cezalarla olmaz. Bu sitelerin erişim yollarını kesmek, denetimleri artırmak ve gençlere ulaşan kanalları kapatmak hayati öneme sahiptir.
Ayrıca, bağımlılıkla mücadele eden merkezlerin sayısını artırmalı, gençlerin destek alabileceği bir sistem kurmalıyız.
Kaybedilen Bir Gençlik, Kaybedilen Bir Gelecek
Unutmayalım, bir nesli kaybetmek, bir ülkenin geleceğini kaybetmek demektir.
Bu gençler bizim çocuklarımız, kardeşlerimiz, arkadaşlarımız.
Onları kurtarmak, onların hayatlarına sahip çıkmak hepimizin görevi.
Daha fazla gencin kaybolmasına izin vermeyelim.
Bu karanlık döngüyü kırmak için el ele verelim. Çünkü hiçbir genç, kolay para hayali uğruna hayattan vazgeçmemeli,kopmamalı,koparılmamalıdır.